1260 yılında ilhanlı hükümdarı Hülagü Han Kahire'de bulunan Mısır Sultanı Seyfeddin Kutuz'a hükümdarlık hakkından vazgeçmesi isteğinde bulunmak üzere bir elçilik heyeti yollamıştır. Bu istek mektubu kısaca özetle şöyledir:
"Doğu'nun ve Batı'nın hükümdarlarının hükümdarı olan Büyük Han'dan. Bizim kılıçlarımızdan kaçınarak kaçan Memlük sultanı Kutuz. Bizim boyunduruğumuz altına giren diğer ülkelerin başlarına gelenleri düşünmelisin. Nasıl çok muazzam bir imparatorluk kurduğumuzu ve dünyaya zarar veren ahlaksızlıkları ve düzensizlikleri sonlandırdığımızı duymuşsundur. Biz muazzam yerler ele geçirdik, tüm insanlarını kırıp geçirdik. Ordumuzun dehşetinden kaçamazsın. Nereye kaçabilirsin? Elimizden kurtulmak için hangi yolu deneyeceksin? Atlarımız çevik ve süratlidir, oklarımız keskindir, kılıçlarımız şimşek gibidir, kalplerimiz dağlar kadar serttir, askerimiz kum gibi sayısızdır. Ne kaleleriniz bizi alıkoyacak, ne de ordularınız bizi durduracaktır. Allah'a ettiğiniz dualar bize karşı fayda sağlamayacaktır. Biz ne ağlayanlara hareket ederiz ne de feryat edenlere dokunuruz. Sadece bize dilenerek himayemize girip güvende olacaksınız. Savaşın ateşi sizi tutuşturmadan aceleyle cevabınızı veriniz. Eğer direnirseniz en dehşetli yıkımla ızdırap çekeceksiniz. Camileriniz darmadağın olacak ve tanrınızın güçsüzlüğü ortaya çıkacak ve ondan sonra yaşlılarınızla birlikte çocuklarınızı ortadan kaldıracağız. Halen üzerinize gelmek zorunda olan bir düşmanınızım."
Kutuz, bu mektubu Hülagü'nün elçilerini öldürterek ve başlarını Kahire'nin kapılarından birisi olan Bab Zeila' da sergileyerek yanıtladı.