her 10 kasım a yaklaştıkça biraz daha seviniyorum.
9 kasım da doğduğum için değil.
unutulan, söyledikleri yitip giden, ne için yaşadığını, aslında hayat denen şeyin ne için yaşanması gerektiğini bir ömrü feda ederek anlatan insanın unutulmaya yüz tutmuş söylemlerini, fikirlerini tekrar hatırladığım için.
herkes ölür, ama aslında herkes yaşamaz. işte bu yüzden seviniyorum. bir sene daha seni yaşatabildiğim için. benden sonra, benden olanları geride bıraktığımda seni yaşatabilme imkanı vereceğim için.
bir kere daha utanıyorum her 10 kasımda olduğu gibi. neydi senin öğütlediğin;
çalışmak... ülkem için çalışmak... vatanımı gelebileceği en üst noktaya getirmek için çalışmak... vatanıma ve vatandaşlarıma yararlı olabilmek... bağımsız, hür bir şekilde yaşayabilmek... binyıllardır bize yakıştığı gibi...
sırf bunu söylediğin için milyonlarca düşmanın var. sana hayırlı evlat olamayan.
onlar, ben ve benim gibilerden daha az suçlu. senin söylediklerini anlayıpta bir şey yapamamak, seni hiç anlamamaktan daha vahim.
işte sevincimi tek kıran bu. beni her 10 kasımda üzense senin ölmen değil. aslında yaşamayan ben.