isviçrede 3-0 mağlup olduğu maçın rövanşında Neuchâtel Xamaxı 5-0 yenerek eleyen Galatasaray tarihinde üçüncü defa çeyrek finale yükseldi.
Bundan tam yirmi dört sene evvel bugün Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası ikinci turu rövanş müsabakasında Galatasaray isviçre Şampiyonu Neuchâtel Xamaxı 5-0 mağlup ederek çeyrek finale yükseldi.
1988 89 sezonuna güçlü bir kadro kurarak giren Galatasaray Jupp Derwallin yardımcısı Mustafa Denizliyi takımın başına getirmişti. Uzun seneler sonra yeniden mücadele edeceği Şampiyon Kulüplerde de başarılı olmak istiyordu. Lige iyi bir başlangıç yaptıktan sonra ilk turda eşleştiği Avusturya Şampiyonu Rapid Wiene Viyanada 2-1 yenilince maniviyatı biraz kırılmıştı.
Bu mağlubiyetten sonra ligde Fenerbahçeden alınan yenilgi ile sezon başında futbol kamuoyunun verdiği krediyi büsbütün tüketmişti. Rövanş müsabakasından üç gün önce oynanan ve ite kaka alınan Bursaspor maçı takıma güveni tesis edememişti.
Ali Sami Yeni dolduran onbinlerin kafaları soru işaretleri doluydu. Bununla beraber Mustafa Denizlinin takıma inancı tamdı. Maçtan bir gün önce Biz bunları eleriz demişti. Gerçekten de elediler.
Esasında ikinci turda eşleşilen isvçreli kulüp Rapidden güçlü değildi. ilk maçta da her şey yolunda gidiyordu ki; bazı istenmeyen olaylar oyuncuların konsantrasyonunu mu bozdu bilinmez, son beş dakikada üst üste yenilen iki gol farklı bir mağlubiyete yol açmıştı.Açıkçası kimse üç farklı yenilginin altından kalkılacağına inanmıyordu. Sadece Mustafa Denizli ve futbolcular inançlıydı. Mustafa Denizli maçtan önce basın ve kamuoyunu verdiği demeçlerle etkisi altına alıyor ve durmadan Biz bunlara beş atarız. diyordu.
9 Kasım 1988 günü Ali Sami Yen tarihi günlerinden birini yaşadı. Belki de Türkiye futbolunun kırılma maçıydı bu maç. Avrupaya bir meydan okumaydı. Seneler sonra hem Galatasarayın hem de diğer kulüplerimiz ve Milli Takımın başarılarının ilk harcıydı. Ali Sami Yen görülmeye değerdi. 50,000e yakın taraftar tek yürek olmuş takımlarını destekliyor ve çeyrek finale kalacaklarına inanarak şarkılar söylüyordu.
Müsabakadan seneler sonra bir belgesel için konuşan Neuchâtel Xamax Teknik Direktörü Gilbert Gress, "Bize orada cehennemi yaşayacağımız söylenmişti, gerçekten de orası cehennem gibiydi" diyerek Ali Sami Yen'in rakip takımlar için ne denli zorlu olduğunu vurguluyordu.
Öyle bir maç oldu ki; stadyumda maçı izleyenler televizyonlarının ve radyolarının başındaki milyonlar, gollerin pasını verenler, golleri atanlar, ve maçı radyo ve televizyonda anlatan sipikerler hepsi bir olmuş yenmişti Neuchâteli. Müsabakadan seneler sonra bile tekrar tekrar dinlettirilen maç yayınında; TRT sipikerinin ses tonu, maça kendini kaptırması ve sonunda gözyaşlarına boğulması bu maçın özetiydi şüphesiz.
Müsabaka bitmiş Türkiye ayağa kalkmıştı ki; bir gün sonra UEFAdan yapılan açıklama bomba gibi düştü manşetlere. Maç esnasında hakeme atılan yabancı maddelerden dolayı müsabaka yeniden oynanacaktı. Neyse ki; hukuk süreci Türklerin lehine sonuç verdi ve maçın skoru UEFA tarafından onandı.
Evet bu müsabaka sadece Galatasarayın başarısı değildi. Öncesi, sonrası, Mustafa Denizlisi, Uğuru, Tanjusu, Prekazisi, basını, radyo sipikeri, Galatasaraylısı, Fenerbahçelisi, Beşiktaşlısı ile tüm Türkiyenin başarısıydı. Avrupanın duyduğu ise, Türklerin iyiden iyiye yükselen ayak sesleriydi.