sözlük yazarlarının itirafları

entry163213 galeri video563 ses32
    61114.
  1. şimdi buraya yazacağım itiraftan ötürü bana karşı ön yargılar olacaktır. biliyorum. ama beni buraya yazar olarak alırsanız şayet, tüm bu ön yargıları kıracağıma ve bundan sonra sözlüğe ve okurlarıma layık bir yazar olacağıma söz veriyorum!
    ilk cinayetimdi... çocuğum. 7-8 yaşlarındayım. annemle güne gideceğiz.. eviyorum öyle ortamları çocukluğumdan beri. tıka basa pasta börek ye. çocuksan eğer, diğer çocuklarla kudur, azdıkça az, şımar ,annene her dediğini yaptır, ev sahibi çocuğu tartakla, zıpla, koş... hayır tabi ki! ben akıllı bir çocuktum. annemle gider ve tek parça halinde annemle dönerdim. en azından dışarıya yansıyan kişiliğim buydu. akıllı uslu. saçları iki yandan toplu, içe doğru kıvrılmış koç boynuzu gibi. her neyse. annem beni hazırladı .misafirlikteyiz artık. bir iki hoş beşten sonra, pasta, kek, kısır muhabbeti... ve o gün oradaki tek çocuğum. sıkılıyorum epeyce. yerimden kalktım. ev sahibesi samimi bir dostumuz olduğundan odalara girebiliyordum. yan odada ,ev sahibesinin oğlu erdem abi'nin balığı vardı. gidip biraz balıkla oynayayım dedim. artık balıkla nasıl bir oyun oynayabileceksem.. saklambaç olur. efendime söyleyeyim, kuaförcülük olur, hiç olmadı hafıza oyunu oynardık. yan odaya geçtim. yan odada, masanın üzerinde kocaman bir akvaryum vardı. içinde kumlar ve süslü çakılların arasında küçücük bir japon balığı bir sağa bir sola yüzüyordu. adeta beni, ecelini bekliyordu. akvaryuma yaklaştım. parmağımı yaklaştırdım. balık yaklaştı ,sonra kaçtı. sonra elimi akvaryuma yaklaştırıp uzaklaştırdım. yavaşça tık tık vurdum akvaryuma. e oyun oynuyorduk işte... sonra akvaryumun kapağını keşfettim. hafifçe kaldırdım. parmağımın ucunu suya dokundurup çektim.. balık yaklaştı, tam parmağıma dokunacakken korkup kaçtı. bu beni daha da cezbetti. elimi akvaryuma daldırdım. balığın peşinden elimi yüzdürdüm. havyancağız başına geleceği anlamış olacak ki, deli gibi sağa sola kaçışıyor, adeta erdem abi' den yardım istiyordu. o kaçtı, elim kovaladı. elim ona dokundu, ben kovaladım. tam yakalayacakken ,ellerimin arasından kaçtı. hayır yani. yakalayıp ne yapacaksam? çocuk aklı işte... o an gözüme akvaryumun yanındaki süzgeç ilişti. aldım elime. balığı bu kez de onunla yakalamaya çalıştım. yakalayamadım bir türlü .balığa çok kızmıştım! en sonunda dayanamadım. süzgeç ile akvaryumun içini çorba karıştırır gibi karıştırdım. nuh tufanı oluyordu o an. kumlar, taşlar, boncuklar, akvaryumdaki plastik balık adam, balık... birbirine girdi. su bulanıklaştı. sonra durdum ve izlemeye koyuldum. yavaş yavaş duruldu su. herşey yerli yerine oturdu. ancak balık yoktu. sağa baktım. sola baktım. hayır balık yoktu. telaşlamdım. dikkatlice bakmaya başladım. ve o anda balığı suyun üzerinde hareketsiz bir halde süzülürken gördüm. öldüğünü anlamıştım. korkudan ne yapacağımı bilemedim. annem bir görse, kek yediği çatalla etlerimi lime lime ederdi. sakince içeri gittim, yerime oturdum. odanın içi sigara dumanı, kahkaha, dedikodu ve kadın sesinden inliyordu. varlığımı kimse farketmedi bile önümdeki sehpanın üzerinde duran renkli peçeteyi aldım. yavaşça odaya gittim. süzgeç ile balığı aldım ve peçetenin içine sardım. cebime koydum. ve aynı sessizlikte odaya geçtim. misafirlik sona ermişti. annemle evden ayrıldık. yol üzerinde bir kapıya daha uğradık, annemin taziye ziyareti için. ben içeri girmedim. aten çok kalmayacaktık. kapının önünde oynayacağımı söyledim. annem içeri girdi. hemen cebimdeki peçeteyi çıkardım. evin taş duvarları arasına soktum ve oradan ayrıldık. bir kaç gün sonra saime teyze'yi gördüm. anneme, "erdem'in balığını kediler kapmış", diye sızlanıyordu. itiraf ediyorum... saime teyze, balığınızı kedi kapmadı. ben öldürdüm! söz bir daha hiçbir şeyin canına kıymayacağım. ama tek bir şartım var: beni yazar olarak alın. Lütfen!
    4 ...