kim bilir ne hayalleri vardı, ne ümitle gelmişti o maça. kıvrak bilek hareketleri yapıp hiç umulmayan bir anda ara pasları atacaktı.allahı sevdigi halde görevi icabı defanstaki arkadaşlarına yardım edemeyecekti, çünkü o oyun kurucu olacaktı.yaptıgı asis gol oldugunda sevinmeyip saga sola "bu benim görevim, yapmam gerekeni yaptım" gibi selçuk inan bakışı atacaktı.
ama olmadı be...zalim kader ona bu şansı tanımadı.daha halı sahanın merdivenlerinden inmeden maçın organizasyonunu yapan hafif sakalı göbekli abi ona "koçum kaleye geçiyorsun, belasını sikecegiz bunların bu hafta" demesiyle umutları asistleri suya düşmüştü.messi formasıyla kalede durmak...ne kadar agırdı, o yüzden diger arkadaşıyla formaları degiştirmişti.eldivenin verdigi öz güven ile kalesine geçmişti.
bundan sonra o kalede götünü siktirse yaranamayacagının bilincindeydi.