söykü dergisi sayı 12 satranç

entry25 galeri
    13.
  1. yarım kalan bir aşk için veziri feda etmek | kaideyi taciz eden istisna

    öykülerde en zor işlerden biri, tematik kurguyu oluşturmaktır ki bunun için öncelikle öykü temasını seçmek ve ana hatlarıyla ne şekilde bir öyküleştirmeye gidileceğine, yani konunun; trajik mi, romantik mi yoksa mizahi bir bakış açısı ile mi ele alınacağına karar vermek gerekir.

    kaideyi taciz eden istisna'nın daha önceki öykülerinden de aşina olduğumuz en önemli özelliği, tematik kurguyu oluşturma konusundaki becerisi ve çeşit zenginliği.

    - şöyle bir meslek kimin aklına gelir allah aşkına! 'intahar eden insanları gayya kuyusuna gönderme ekibi sorumlu yöneticisi.' üstelik onu da götürür, öykünün 'başkahramanlık' makamına cuk! diye oturtturuverir.

    kimi yazarlar böyledir. bu, sonradan kazanılan bir özellik filan da değildir. çocukluklarında, uyku öncesi kulaklarına fısıldanan ve kendilerini hayal alemlerinden derin uykulara taşıyan, rengarenk dokulu öykü ve masallardan sebep midir bilinmez, ancak öylesine zengin bir hayal dünyaları vardır ki yarattıkları öykü temalarıyla, değme yazarları hasedinden çatır-çatır çatlatırlar.

    son yıllarda, tv kanallarının artması ve izleyicilerin tv dizilerine olan büyük talebi nedeniyle, tv filmi yapımcılığı ciddi bir sektör halini aldı. haftada bir, hatta emniyetli olsun diye iki bölüm çekilen televizyon dizilerinin senaryoları, artık tek bir kişinin başarabileceği bir iş olmaktan çıkıp bir ekip, büyük prodüksiyonlarda ise ekipler çalışmasını gerektirir hale geldi. işte! bu senaryo ekiplerinin arasına da bu tip 'cinfikirli tema mucitleri' serpiştirilir oldu ki seyircinin ilgisi olabildiğince ekranlara çekilsin, bol reyting ve reklam alınsın, hem hizmet alanın ve hem de hizmeti sunanın yüzü gülsün.

    kaideyi taciz eden istisna'nın bu çok önemli niteliğinin yanı sıra dikkatli olması gereken ve bu üstün nitelikle hiç bağdaşmayan bir özelliği var ki o da yazım kurallarına pek dikkat etmemesi.

    "...ikinci katta ki ofisine çıktı."

    oysa çok kolay! nasıl söylüyoruz; "kattaki" o halde öyle yazacağız. eğer demiş olsaydık ki;

    "...ikinci katta ki o kat apartmanın en geniş katıdır..."

    bir açıklama, bir gerekçe gerektirmeli o 'ki' ki 'ki'yi ayrı yazalım değil mi efendim!

    "... her şeyden haberin var gibi. bu çok sık rastlanmaz. "

    'bu','şu','o' olabilmesi için gözümüzle görmeli ya da elimizle tutabilmeliyiz. yani, 'bu çok sık görülmez' dersek doğru olur ama burada kast edilen gözle görülmeyen bir niteliktir dolayısı ile 'buna çok sık rastlanmaz' olmalıydı.

    akıcı ve zaman zaman romantik bir anlatım. farklı konuda, farklı mekanda ve farklı yapıdaki insanlara gömülü tanıdık karakterler. 'onlar ermiş muradına' tadında güzel bir son.

    - bir okuyucu olarak daha ne isterim ki ben!
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük