beni tam anlamıyla rock türevi müzikler(thrash, metal, heavy, zart, zurt, ne dersen de) ve bas gitarla tanıştırmış gruptur.
yıllardan baya eski yıllar, load/reload piyasaya çıkalı bir kaç yıl olmuş, ancak ters rüzgar hala devam ediyor. ali kırca ''metallica bozdu mu ki?'' diye siyaset meydanı düzenliyor, ahmet çakarrasim ozan kütahyalı'nın gözlerinin içine baka baka ''metallica adamsa bi daha kill em all yapsın'' diyor filan.
dönemin modası ve yaş gereği ise ben uslanmaz bir tarkan, burak kut, hakan peker hayranıyım. ateşini yolla dansı yapıp saçları tarkan gibi tek tek dikiyorum(düşün amk).
böyle buhranlı bir dönemde, benden yaşca büyük ve rock dinleyen, metallica bozdu mu bozmadı mı muhabbetlerini bizzat yapmış kuzenin yanına takılmaya gittiğimde(aslından annemlerlen dayımgillere yemeğe filan gitmişizdir ama takılmak filan demesi daha havalı) albüm kapağında insan resmi olmayan reload' kasetini görüyorum ve ölürüm sana kasetini bizzat almış ve albüm kapağını görmüş biri olarak garip geliyor insan resimsiz albüm kapağı. kuzene ''satanik mi oldun lan sen?'' demeye kalkıyorum ki, o an ses hızından daha hızlı bir tokat hızıyla karşılaşıyorum.
neyse efendim gel zaman git zaman, kafama takılıyor o kaset ve bizim satanik kuzenden istiyorum dinlemek için. bas gitar hikayesi de tam burada başlıyor. şarkıları dinlerken ilk önce devil's dance ilişiyor kulağıma, kendimi burak kut'a ihanet etmiş gibi hissetsem de seviyorum şarkıyı. diğer şarkılarla beraber ısınıyorum hafiften bu tarza. sonra bas gitar diye bir şey duyuyorum ama ne olduğu hakkında zerre fikrim yok. bilenler bilir devil's dance'in davul girişinden sonra james sert bir tondan ritm atmaya başlar, daha sonra kirk daha ince tondan giriş solosuyla girer. hah işte nasıl bir beyin algım varsa james'in bu şarkıda attığı ritmi sert bulduğum için ''olum kesin bas gitar budur'' diyorum ve ondan sonra çift gitar çalınan tüm şarkılarda sert tonlu gitarı bas gitar zannetmeye devam ediyorum.(bas gitar, yoğun, sert gitar gibi çağrışım yapmıyor mu lan size de:()
mahallede hakan pekergillerden kurtulup rock müziğe varan ilk insan olduğum için de tüm arkadaşlara zorla reload dinletip ''abi adamlar çok güzel bas çalıyor yaa'' demeye başlıyorum. bas gitarın sandığım şey olmadığını öğrenmem ise en az 2-3 yılımı alıyor. buradan kanına girdiğim mahalle arkadaşlarıma sesleniyorum;
''olum bas gitar o değilmiş lan''
daha sonraları diğer albümler, nothing else matters'ı aşk şarkısı sanıp romantizme dalmalar, diğer grupları keşfetmeler filan, baya rockçı serpil olup çıktık ama kim ne kadar bok atarsa atsın metallica candır. ''bozdu yeaaa'' diyene de kafam girsin. bu kadar hassasım.