söykü dergisi sayı 12 satranç

entry25 galeri
    9.
  1. kaderin nanik yapması | esesdopiyespiyes

    üvey baba, üvey anne, üvey evlat... hangisinin başına gelirse gelsin, gayri ihtiyari bir yadırgama hali oluşturuyor insanda; öz baba, öz anne ve öz evlat kavramları varken. bir toplumsal şartlandırma halinin sonucudur bu; çocukluktan itibaren, masallar ve hikayelerle işlenen.

    yemeyip-yedirse, giymeyip-giydirse, iyi bir gelecek hazırlamak için var gücüyle çalışsa dahi üvey bir babanın asla bağırma hakkı yoktur bizlere. öz baba, pantolon kemeriyle dövmüş olsa unutulabilir de üvey babanın sıradan bir küfrü çıkmaz akıllardan asla. eldir o, yabancıdır. değeri; bir ressam gibi ölünce, yaşarken kendisine çektirilenlerden sebep pişmanlık hali içinde anlaşılır.

    - bakınız! bu durum ne kadar açık ifade bulmuş hikayemizin şu satırlarında;

    " mustafa abi'ye hiç "baba" demedim. ömrümün en büyük pişmanlığıdır. 'baba' sıfatını hakedecek her şeyi yapmasına ve aslında onu öz babam olarak görmeme rağmen, ona bu mutluluğu yaşatmadım. benden hiçbir zaman böyle bir talebi olmadı ama eminim bu ona verebileceğim en büyük armağan olurdu."

    - öz olanın hataları mazur görülür, üzeri örtülürken, üvey olanınkiler ayyuka çıkarılır;

    ""burak, böyle yaparak anneni ne kadar üzdüğünün farkında mısın" diye sorarken sesi azıcık yüksek çıkmıştı ve ben kendimi odaya kapatmış, annemin de kafasının etini yemiştim, "bu adam bana bağırıyor" diye."

    - iş o raddeye varır ki özden beklenenler elde edilemedikçe acısı adeta üveyden çıkarılır;

    " ...ödev yapmıyordum, odamı asla toplamıyordum, dişlerimi odamda fırçalayıp, on beş dakika salyalarımı akıta akıta evin içinde dolanıyordum, arkadaşlarımla kavga ediyordum, evin içinde futbol oynuyor, cam çerçeve indiriyordum. vs vs... akla gelebilecek her türlü haşarılık..."

    - onun iyilikleri daima bir yaranma hali olarak algılanır;

    "...ve tabi ki, babamın yerini almaya çalıştığı, ya da ben öyle sandığım için en nefret ettiğim insandı. tartışmasız. "

    esesdopiyespiyes gerçek yaşamdan bir kesit almış ve 'üvey'e yapılan haksızlıkları, abartmadan, yağlayıp-ballamadan, yalın bir dille ve tüm çıplaklığıyla anlatmış.

    - ne diyelim; ellerine ve yüreğine sağlık.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük