yeni gördüm. yeni açıklamalar yapmış. hani soranlar olmuş ya en önemli kadınların tenis turnuvasında kadın olan bir aile bakanının ne işi var diye.
özgürlük,demokrasi ve haklarımıza saygı diyerek karşısındakine ve onun değerlerine saldırarak sergilediği paradoksu bile göremeyen, iyice hız verdikelri onlarca böyle edepsiz ve gereksiz hareketlerle bu kavramları sadece lafta kullanan faşist bir neo komünist kitleye bir örnek dahadır benim için bu olay.
akp'yi değil ülkemizi rezil eden ahmakların okuyarak,düşünebilip empati yapabilerek akıllanması dileği ile.
(...)''Ben niye oradaydım? Çünkü benim eşim on yıllardır tenis oynar ve tam bir tenis severdir. Bana dedi ki 'Çok büyük bir müsabaka bu, ben bu turnuvayı istanbul'da canlı izlemek istiyorum'. Aile Bakanı'yım ve eşimi yalnız bırakmama gibi üzerimde bir sorumluluk vardı ve kadınlar orada oynuyordu. Ben de açıkçası merak ettim. Asla gideyim, 'Orada kupa vereyim, konuşayım', aklımın ucundan bile geçmedi bütün samimiyetimle söyleyeyim. Sonra Federasyon Başkanı'na yer ayırttık. 'Buraya gelmişken kupayı verebilir misiniz?' dediler. Ben de 'böyle bir gelenek varsa verelim' dedim. Herhalde böyle birşey yaşayacağımı düşünmedim ama çok hassas olduğum için böyle söyledim.
Bana dediler ki geçen yıl Dünya Voleybol Şampiyonluğu'nun yapıldığı ülkede Başbakan Yardımcısı kupayı verdi ve bir bakan da çiçek verdi...'Tamam verelim o zaman' dedim.''
Bakan Şahin, konuşma yapmasına gerek olup olmadığını da sorduğunu ve Tenis Federasyonu Başkanlığı'nın, ''2020 bizim için çok önemli. Şu an dünyaya bağlanıyoruz ve sizden istediğimiz 2020'ye hazır olduğumuzu seyirciyle paylaşmanız'' şeklinde vurgu yapmasının istendiğini ifade ederek, ''Dikkat ederseniz konuşmamda da yalnızca şunu söyledim: '2020'ye hazırız.' Beni yuhalayan seyircilere teşekkür ettim. O yüzden birbirimizi anlamamız ve birbirimizi hoşgörmemiz lazım. Aslında demokratik olgunluk da buradan geçiyor'' dedi. (...)