herşey amedeo avogadro'nun, bizdeki imam hatipin dengi sayılan kilise okulunu bitirip başladığı, bizdeki dengi imamlık olan papazlıktan sıkılmasıyla başlıyor esasen. "hocam, papazlık da iyi hoş, forsu var, emekliliği var, insanlar sana saygı gösteriyor, misal bak ben burda istediğim lokantaya gireyim, hesap ödemeden çıkarım, ama bi yere kadar hacı, hergün kafamda dan dun çan, yok günah çıkartmalar, bana ne lan komşunun karısıyla halvet olmuşsan, dimi efendim ama? başka türlü faydalı olayım ben insanlığa" deyip, gözüne fiziği kestirmesiyle başlıyor.
fizik konusunda araştırmalar yaparken birgün, çaydanlıktaki buhar gözüne ilişiyor, "lan ne molekül vardır bunun içinde biliyo musun" diyor. yanındaki arkadaşıda diyor ki, "asıl azot olsa burda var ya", amedeo durur mu, yapıştırıyor cevabı; "ne var ki lan bunda, azot da olsa, aynı sayıda molekül olur"
arkadaşı bu ayarı kaldıramıyor tabi, sırf bizim amedeo'yu zor durumda bırakmak için "say lan o zaman" diyor. amedeo da sayamıyor, ancak diyor ki, "lan öyle bi sayı bulucam ki, bu lafını yedirticem". yemiyor içmiyor çalışıyor, sonrasında sabit bir sayı buluyor. bu sayıyla, aynı sıcaklık ve basınç altında her türlü gazın (evet osuruk dahil), aynı sayıda molekül içereceğini ispatlıyor, farkında olmadan tarihe geçiyor, kendini gaza getiren arkadaşı hakkındaysa tarihte bir bilgi yok, belki hiç ciddiye almadı amedeo'yu, azotla aynı sayıda molekül içerdiğini bilmeden fosur fosur osurdu.