yeni şafak gazetesi yazarı ali bayramoğlu'nun yazısının da başka bir cepheden çözümlediği savaş;
yazı şöyle:
asker kuzey irak'ta kimi vuracak?
şüphe yok, önümüzdeki günlerde türkiye'nin en büyük sorunu yeniden kürt meselesi olacak.
türkiye muhtemelen bir kez daha asker-sivil gerginliğinin, devlet-toplum ilişkilerinin bu sorun tarafından kuşatılacağı, hatta emileceği bir döneme tanıklık yapacak…
göstergeler bizi bu tahmini yapmaya itiyor.
nasıl?
bir yandan meclis'e gelecek bağımsız kürt milletvekillerinin, dtp grubu kurmasından sonra izleyeceği politika önemli bir soru olarak karşımızda.
toplumsal ve siyasal bir sorunun siyasi açıdan temsil edilebilmesi belki demokrasi için son derece önemli. ancak şekli temsilin tek başına demokratik mekanizmaları harekete geçirip, sorunlara ilişkin çözüm yollarını açmayacağı da ortada.
nitekim dtp'nin meclis'te izleyeceği politika kürt sorununun çözümüne katkıda bulanacağı gibi, tersine gerginlik üretip, sorunu daha çözümsüz hale getirebilir ve tbmm'yi bir "savaş" alanı haline dönüştürebilir.
bu konudaki son veri iç açıcı değil. dtp, istanbul 2. bölge'de bağımsız aday olan baskın oran'ı, aynı bölgede aday göstermeyerek destekleyecekti. bundan caydı; gerekçesi oran'ın bazı televizyon programlarında pkk'yı terör örgütü olarak nitelemesi…
bu tavır bile önümüzdeki dönemde nasıl bir kürt politikası izleyeceğimiz hakkında ipuçları veriyor.
toleransı düşen, otoriterleşen bir devlet cihazı, milliyetçi dozu yükselen türk toplumu dikkate alınırsa durum hem gerginlik vaat ediyor, hem şiddete ve aidiyetçiliğe kilitlenen kürt sorununu ülkenin ana çatışması haline getirecek gibi görünüyor.
diğer yanda asker irak sınırına yığınak yapmaya devam ediyor.
daha dün hakkari ve şırnak geçici güvenlik bölgeleri ilan edildi. hava giriş çıkışları açısından bölge dışarıya kapatıldı.
türk ordusunun irak'a yapacağı müdahalenin, en azından niyet düzeyinde, sadece pkk kamplarıyla sınırlı olmadığı, barzani'yi ve "irak'taki kürt düzeni"ni hedeflediği açık…
nitekim bu, son konuşmasında genelkurmay başkanı tarafından da dile getirildi.
irak'a yapılacak kapsamlı bir askeri bir müdahalenin hedefleri ve sonuçlarıyla, türkiye'yi orta vadeli bir çatışmanın ve otoriter bir düzenin içine sürükleyecek güçte olduğunu unutmamak gerekir.
peki devlet ve asker böyle bir noktaya neden sürükleniyor ya da ilerliyor?
şu açık: devlet açısından türkiye'nin kürt sorunu her geçen gün biçim değiştiriyor. abd'nin irak'taki varlığı ve politikası bu açıdan dengelerin önemli ölçüde değişmesine yol açtı. ana faktör kuzey irak'ta oluşan, adım adım devletleşmeye doğru ilerleyen özerk kürt siyasi varlığı.
asıl önemlisi, bu çerçevede, türkiye, suriye'deki kürtlerin hemen tümü için sosyal, kültürel ve siyasi nitelikli uluslararası bir kürt alanının oluşmasıdır, bir çekim merkezi meydana gelmesidir.
açıkçası ortaya "kimlik ötesi bir siyasi aidiyet çerçevesi" çıkmaktadır.
bu durumda türkiye'deki kürt hareketi, meselesi ya da ayaklanmasının (hangi terimi tercih ederseniz edin) dün olduğu gibi sadece pkk'dan, öcalan'dan ibaret olduğunu söylemek imkansızdır.
siyasi ilişkiler açısından bakılacak olursa, barzani, talabani, peşmergeleröcalan'a karşı devletin kullanabileceği aktörler olmaktan çok, yeni kürt alanının birbirini tamamlayan, dirsek teması içindeki aktörleri olarak karşımıza çıkıyor.
ve bunların her biri türkiye'nin iç siyasi aktörü haline geliyor ya da türkiye'nin kürt sorunu uluslararası nitelik kazanıyor.
asker kuzey irak'a biraz da bu nedenle girmek istiyor.
bu durumda askeri müdahalenin dev bir ayaklanma ya da savaş anlamını taşıdığı, türkiye'nin uluslararası ilişkilerini kökten etkileyeceği açıktır.
velhasıl iş ciddidir, türk siyasetini altüst edebilecek niteliktedir…