yanıt aramamız gereken soru şu olabilir,
mesela bir kabile halinde yaşıyorsunuz. hepiniz zor durumdasınız, yiyecek sıkıntısı çekiyorsunuz, ama sen bir gün bir hayvan avlıyorsun mesela, çok büyük olmayan bir hayvan. götürüp kabileye dağıtsan hepinize küçük birer parça düşecek ama karnınız doymayacak. ama oturup kimseye söylemeden oracıkta yesen kimsenin de ruhu duymayacak.
işte, günümüz insanının çoğu onu oracıkta yer, biliyoruz. ama bu bencilliği bize gelişen uygarlık mı getirdi? ilkel insan o hayvanı kabilesine dağıtır mıydı, yoksa oturup kendisi mi yerdi geri kalanını düşünmeden?
ben şöyle düşünüyorum, eğer o çocuk o pirinci tüm kabileye dağıttıysa, ilkel insan da bu hayvanı tüm kabilesine dağıtır. o zaman geliştikçe temelde olan paylaşım gibi iyi, güzel duygularımızı kaybediyoruz ve o zaman bireyselleşmek iyi birşey değil?
hep yakınmıyor muyuz zaten 20 yıl önce komşuluk ilişkileri böyle değildi falan diye. demek ki gün geçtikçe, geliştikçe bencilleşiyoruz. toplumsallıktan bireyselliğe gidiyoruz. o zaman en başında toplumsaldık?