Düne kadar 'şerefsiz' olduğu kanısına sahip değildim aslında. arasıra atasözünde ismini zikretmek dışında iplediğim bir hayvan da değildi. Bir kaç kez sabahın körü taş atıp kafasını yarmışlığım vardır, bet sesinden irkilip uyandığımdan ötürü. Ankara'da çok rastlanır bunlara.
Dün bahçede bir güvercin gördüm; Boynu bükük, tüyleri kabarıktı. Gölgeye çekilmiş öylece duruyordu. Anladım ki çok hastaydı *. Ne yapabilirim diye düşündüm. Suluğun içine bir aspirin kırıp yardımcı olmak istedim. Elimden bu kadar geliyor lan, ne bileyim baytar mıyım ben? Neyse, suluğu güvercinin önüne ittiriverdim. ittirdim çünkü kuş gribi falan olur da hayvanat, mazallah döte geliriz deyu. Kuşun bırak kaçacak, kafasını eğip su içecek hali yoktu.
O saatten sabaha kadar gözüme uyku girmedi **. Kedi medi öpelemesin yavrucağı deyu gözüm hep penceredeydi. Sabah vıyak vıyak bir sesle irkildim. Bir de ne göreyim! yukarıda tanımını yaptığım şerefsiz hayvandan üç adeti söz konusu güvercine saldırmış. Tüyler havada uçuşuyor, aynı çizik filmler misali. "de gedin amua goduklarım" diye taşa sarılıp fırlattım. Tabi yine şerefsizce vıyaklayarak kaçtılar. Hayvan delik deşik olmuş bir vaziyette nalları silkeledi. Ne istediniz olm hasta kuştan? Delikanlı da değil bunlar ayrıca.. Sevmem, pis..