kurandaki en büyük 3 hata

entry65 galeri
    26.
  1. standart ve tipik din kafa tekerlemelerine yol açacak boş tartışmadır. bu saçmalığa prim vermemek için "kuran'da hata bul" diyen uyanıklarla tartışmadan önce bazı konuları netleştiriniz:

    1. "hata" denince, "çelişki" denince din kafa ne anlıyor bunu bir belirleyin. aksi taktirde kuyruğunu kovalayan kedilere laf anlatmak gibi gayet manasız bir girdabın parçası oluverirsiniz. hata ve çelişkiden ne anladıklarını tanımla ve tarifle talep ediniz. yani arkadaş önce size bu kavramların kendi benimsediği tanım(lar)ını yapacak ve bir zahmet bu tanımlarını bir iki örnekle süsleyecek. tanımlar felsefik de olur, mantık dahilinde de olur, yeter ki olsun. örnekler de kuran'la uyan konularda olacak: toplumsal, ahlaki, duygusal, tarihi artık ne olursa. böylece bileceksiniz ki, bu kendi koyduğu kurallar dahilinde falanca argümanı sunduğunuz vakit karşınızda "bu hata değil ki" ya da "bunda çelişki yok ki" demesin, derse de "işte senin verdiğin hata/çelişki tanımı, işte senin verdiğin örnekler" diye mukayese edecek bir zemin olsun. yer mi, böyle bir tanım ve örneklerle gelebilirler mi? emsali görülmemiş.

    hele "ispat" denince ne anladıklarını bir tarif etseler, işte o gün gökler açılır zaten...

    2. kuran kavramları dahilinde kalın: kuran'ın allahına tanrı/zeus gibi paralelliklerle yaklaşmayın; çünkü sıkıştığı zaman bu tip kavramları "yabancı" ve "yanlış" diye itekleyecek ve kaçacaktır. keza 1400 yıldır dini tarafından "kafir" diye bilinen ve kuran'da defalarca tanımlanmış bir kavrama "ateist" gibi tanımlamalar getirmeye kalkmayın, doğrudan kafir üzerinden gidin ki kaçış ihtimali olmasın.

    3. tartışılacak ayeti tespit edin ve röntgenini çekmeden önce din kafanın onayını alın. hatta sözkonusu ayet hangisiyse bunun kendi kabul ettikleri versiyonunu noktası virgülüne talep edin, o versiyonu üzerinden tahlil edin. böylece "bu çeviri hatalı, eksik, yanlış" tarzı kaçak göçek işlere kalkışma şansı kalmasın. en son çare olarak "bunun orjinali arapça, tam çevrilemez zaten" diye yan çizecek, ya da "bu ayetin tam olarak ne anlattığını ancak allah bilir" diye paketleyecektir. buna müsade etmeyin, gerekirse "biz ayetlerimizi anlayasınız diye apaçık indirdik" ayetini bir taraflarına sokun, oyun oynamayın, oynatmayın.

    tüm bunları yerine getirseniz dahi sonuçta aklının boş yerlerini, hayatta bilmediği noktaları peri masallarıyla imanlamayı seçmiş bir bünye ile karşı karşıya olduğunuz için size bambaşka bir arıza çıkaracağını unutmayın. "bu konuda haklı olabilirsin" diyecek bir din kafa henüz icat edilmemiştir. bunun nedeni de temel olarak açıktır: imanlarının bir noktasından dahi şüphe duyarlarsa tamamının çökebileceğine inanırlar. bu da yetmez; velev ki bir nokta cidden kafalarını karıştırdı, o zaman "demek ki benim bu konuda bilgim henüz yeterli değil, daha çok alim okumam lazım" diye kendi akıllarının ürettiği şüphenin üzerine manevi gusül abdesti alacaktır. "ama ayet apaçık, senin de aklın var" tarzı söylemlere hiç zahmet etmeyin çünkü bunlar yalan: ne ayetler açık, ne de akılları var; daha doğrusu allah'ı inkar etmektense akıllarını inkar etmek daha kolay. daha doğrusu, iman gereği bunları yapmaları şart. zaten imanlı bir bünye için allah ve din hakkında şüphe geliştirmek demek kendi mevcudiyetlerini ve benliklerini yok saymakla eş değer. bunun aksini yapabilseler zaten din kafa olmazlardı.

    hala daha bunlarla konuşabileceğini, anlaşabileceğini, ortak bir paydada buluşabileceğini zannedenler ve diğer herkes için tavsiyeler:

    (bkz: kuran ı reddeden müslümanlar)
    (bkz: kuran'a değişmez hükümler koymak)
    (bkz: kuran da yanlış yorumlanmayan ayet)
    (bkz: arızalı ayetlerin hep kötü yorumlanıyor oluşu)
    (bkz: kuran ayetlerine kelime oyunu diyen iman sahibi)

    ve her zamanki gibi gelsin:

    (bkz: iman sahibine laf anlatmaya çalışanın aklı yoktur)

    yemezler yani, onu demek istiyorum...
    3 ...