savaş halinde olduğunuz ülkenin atom bombası geliştirdiğini haber aldınız. ne yaparsınız? soru bu kadar basit...
diyeceksiniz ki, "ne bileyim, belki yok öyle birşey..." ancak bizzat düşmanınıza bu silahı hazırlarken kaçıp sizin yanınıza gelen bilim adamları size kağıdı, küreği, formülü ve fiziği ile ispatlıyor ki böyle birşey hak'katen de var, yani kafayı kuma gömmenin pek faydası yok. anlaşılan o ki, bu işlerde ahlak arayanların bu bilim adamına vereceği tavsiye şudur: "korkma anam, birşey olmaz, evet belki düşmandır ve dünyayı ele geçirmek gibi fantezileri falan vardır, ama yine de takma kafanı böyle şeylere sen..."
aslında ilk etapta böyle de oldu: almanya'dan kaçan bilim adamları amerikan hükümeti tarafından ciddiye alınmayınca einstein'ı bulup ikna ettiler ve einstein'da dönüp amerikan hükümetini ikna etti. peki ya atom bombasını ilk nazi almanyası geliştirse ne olurdu? bir tane londra'ya, bir tane moskova'ya, bir tane şuraya iki tane buraya; artık neresi panzerlere sıkıntı yaratıyordu ise... aksi iddia edilebilir mi?
amerika için de durum bir enteresandı: askeri bir proje ile bomba tamanlandı; gizlilik, takip eden soruşturma ve kovuşturmalar, vesaire vesaire. çölde denemesini de yaptılar, eyvallah. şimdi düşmanlarına tutup da deseydi ki, "bakın arkadaşlar, bizim bilim adamları bir terbiyesizlik yapıp böyle tahrip gücü o biçim bomba icat ettiler, şimdi siz elinizde ne varsa bırakın ve koşulsuz teslim olun..." al sana ahlak. peki ama sen düşman olsan dinler misin böyle bir tavsiyeyi? çölde on tane deneme yapılmış olsa yine de bir tane kafana inmeden ikna olur musun bu bombanın kudreti konusunda? olmazsın, kimse olmaz, japonlar da olmazdı. hatta enerjileri kalmış olsa almanlar da inanmazdı; "hadi ibneler, götünüz yiyorsa bir tane de bizim kafamıza atın" derlerdi.
demek ki neymiş, bu işlerin ahlakla bir ilgisi yokmuş...