sözlük yazarlarının itirafları

entry163144 galeri video563 ses32
    60963.
  1. sabah yine çok zor bir şekilde kaldırdım başımı yastıktan. birazdan ekmek ve gazete almaya gidecek olmanın verdiği acı ve sinir de cabası. neyse indim öyle böyle aşağı, girişe geldim. apartman girişi off-road pistini sel basmış görünümünde. bir balet edası ile daha az çamur barındıran bölgelere basıp kaldırıma ulaşmayı başarırken karşı durakta bir otobüs durmuş ve içindekiler o yürüyüşümü izliyorlardı. tanrım! her şey üst üste geliyordu sözlük! o an neden markete giderken bile "terlik" denen ayak giysisini kullanmadığımı hatırladım(yeni tanıştığım ve etkilediği bir kız ile markete giderken karşılaşmıştım, çorapsız ayaklarda terlik üstünde berbat bir pijama. neyse ki o zamanlar küçüktüm, liseye yeni başlamıştım). neyse markete doğru yol alırken bir kedi sesi, geçen poşetten ekmek almaya çalışırken düğümünü çözerek ekmeği kendilerine uzattığım kedicik, acı çekiyor belli. yarasını anlatmak zor, kanaması yok ama arka ayaklarının arası açılmış, deri soyulmuş kıpkırmızı... oynatamıyor ayaklarını. içim nasıl cız etti, daha küçük de. yüksek ihtimal annesi olan diğer kedi yaklaşmama izin vermedi. markete gidip geldim. tekrar baktım olacak gibi değil götürmek lazım. ama nasıl? çok korkuyor yavrucak. yaklaştıkça kaçmaya çalışıp kendine zarar veriyor, daha çok inliyor. eve çıktım en yakın veterinerlere baktım, aradım sordum. bir şekilde getirmelisin dedi. aşağı indim dostumun zilini çaldım. fatma teyzecim* uyandırdı kendisini. "dostum tam da senin arabanın önünde bir kedi yatıyor çok fena olmuş gel de götürelim". balkondan baktı o da. "çok kötü olmuş, sen in geliyorum ben hemen" dedi. bu sefer daldım geçtim çamur tabakasından. kediciğin başında iki adam, bir kasanın içine koymaya çalışıyorlar. sonra bir kız daha geldi sonra bir teyze... derken 10 kişi olmuştuk başında bekleyen. görenin içi elvermemiş eve dükkana vs. uğrayıp bir şeyler alıp dönmüş. "arabayla götüreceğiz biz siz o havluları verin bana abi lazım olmayacaksa" dedim. "benim atın havluları bunlar* ama al sen, bak götüremeyecek gibi olursanız numaramı vereyim ara beni biz halledelim" dedi o da sağ olsun. sonra bir baktık ki belediyenin aracı geldi. benim niye aklıma gelmedi lan dedim. biri çoktan aramış. kasanın üstüne havluları da örtüp koyduk araca, götürdüler. içi acır gözlerle kediye bakan kalabalıkta birden rahatladı ve evlere dağıldı. ne anlatıcaktım ne diyecektim unuttum ama aklıma gelmişken, helal olsun size, adamsınız, insansınız! olması gerektiği gibi.
    3 ...