Takiyye amaçlı olabildiği gibi feodal din-tarım toplumlarından kalma bir gelenektir . Müritlerin şeyhin dinsel otoritesine bağlanması için mazlum ve mağdur rolü oynamaları ve kendilerini dini kurtuluşa götürecek olan din bezirganına bırakmaları gerekmektedir . Bu şekilde tarikat meşruiyetini ve bekasını devam ettirebilecektir . Her ne kadar siyasal iktidarı elinde bulundursalar da tarikat-ticaret-siyaset döngüsündeki ayrılıklar kaçınılmazdır . Kimisi yeşil sermayeyi arap emperyalizmine dayar kimisi de amerikan dolarlarından medet umar . iş böyle olunca da her sistemde ortaya çıkan çatışma olgusu doğal olarak kendilerine milli görüşçü diyen ve nurcu - nakşi olarak örgütlenmelerine devam eden islami rejim hayalperestlerini kurdukları siyasi partiler ile de birbirleriyle politik bir savaşıma itmiştir .
Klasik devrim anlayışında ortaya çıkan sömüren-sömürülen arasında ilişki otokratik ve teokratik yapısı gereği dinci toplumlarda kendiliğinden oluşmaktadır . Ancak bu zerzavatlar bunu anlayamayacak kadar salaktır . Bu yobazlar vaktiyle iran'dan islam devrimi ithal etmeye de kalkışmıştı . Şöyle bir söz de vardır :