görükle'de cafede birkaç arkadaş oturmaktayızdır. aniden ortama kırmızı* tişörtlü biri gelir. "allah allah, nerden tanıyorum ki ben bu adamı?" derken, mevzubahis kıpkırmızı tişörtlü kişi masada oturan bir iki arkadaşla konuştuktan sonra ortama katılır, muhabbet daha da şenlenir. ancak hala "ulan nerde gördüm, nerden tanıyorum ben bu adamı ya?" şeklinde düşünceler içerisinde olan timsah'ın beyni; gördüğü kişiyi, bir uludağ sözlük videosunda gördüğü bir suretle bağdaştırır. bir ara laf arasında kendisiyle şu diyalog gerçekleşir: