şu bekara ev yok olaylarından dolayı kız arama işlerini hızlandıran ben deniz, hayatını cevresinde ki bekar erkeklere kız bulmaya adamış teyzenin yanına gidip "bana bir kız bulsana" gibi bir talebde bulunulmuştur. aradan geçen iki haftadan sonra bir gün telefon çalar, malum teyze eline bir tane çıtırın düştügünü o sebepten dolayı istersem bu hafta sonu kızı görmeye gidebilecegimizi söyledi. tabiki kız isteme niyeti ile degilde sadece yancı teyzenin yegeniymiş gibi gidilip sadece kıza bakılacak begenilirse bir sonraki hafta istenmeye gidilecek. yani kız tarafının olaydan hiç haberi olmayacak. bu arada yancı teyze bu kızla ve ailesi ile en son 3 hafta önce konuşmuş ve kızı o esnada görmüş, hakkında çeşitli bilgiyi tam 3 hafta önce almış. bekardır bilgisini.
neyse hafta sonu geldi çattı. teyze onları aradı "yegenimi istanbulu gezdirecegimde geçerken bir çayınızı içeriz"der ve randevuyu koparır.
eve gidilir. evin bıçkın delikanlısı bizi kapıda karşılar. kapıda bir kaç dakikalık hoş beşten sonra bıçkın delikanlı; "iyi oldu geldiginiz, bizim evde de dünürler var" der. (bkz: .dünür)dünürler? dünürler derken? bizim ayşeyi sözlendirdik. iki hafta oldu der. bizim yandaş teyze "neyse çay içer kalkarız" bakışı atı bana, bende "senin çayınıda, aldıgın istihbaratıda ..." bakışı atım ona, oda "terbiyesizleşme lütfen" bakışı atı bana.
eve girilir klasik samimiyetsiz muhabbetler, bu at kafalı kim bakışları arasında yaklaşık 1.5 saati doldurduk. kısacası istemiye gidilen kızın nişanlısı ile tanışan tek türk erkegi benimdir her halde. yancı teyzeye ne oldu derseniz hala karı kız kovalıyor. bu hatasını telefi edecegini söyledi. müthiş bir gaza gelmiş şekilde o ev senin bu ev benim dolanıyor. ben ise bekara ev vermeyen ev sahibinden kaça bilmek için balkon, şomine ne varsa eve giriş çıkış olarak kulanmaya devam ediyorum.