-ama olur mu ekonomi çok iyi. yunanistan ispanya italya zor durumdayken biz çok iyiyiz.
-neresi iyi.
-iyi tabi. 2002'den önce imf'ye borç nerdeydi nereye indi.
-ulan oğlum sen dış borcu sadece imf'ye olan borç mu sanıyorsun.o pek meraklı olduğunuz 2002 tarihinde akp geldiğinde iç- dış borç toplamı 220 milyar dolardı bugün 600 küsür milyar dolara çıktı.imf borcu 20'den 5'e düşse ne olur.
-olsun ama ihracat çok arttı.
-la oğlum adamı hasta etme.ihracat arttıda ithalatı niye söylemiyorsun.130 milyar dolar ihracata karşılık 220 milyar dolar ithalat var.ülkenin dış ticaret açığı 90 milyar dolar cari açığı 80 milyar dolar.bir ülke bu şekilde daha nasıl yol alabilir.eninde sonunda şapa oturursun.coninin sıcak parasıyla dönüyorsun.
işte bu cümleden sonra şakirt ekonomi boka sardı diyerek bir u dönüşle, ama o kadar bölünmüş yol yapıldı toki evleri var köprüler demiryolları vs gibi konulara geçiş yapar.
sabırla devam etmen gerekir.
-bölünmüş yol dediğin iki yönün ortasına refüj koymak. sıfırdan yapılan yol ne kadar sen onu söyle.
tam burada yine bir u dönüş gelir ve şakirt demiryollarına bağlar konuyu.
yine sabırla anlatırsın.
-sevgili şakirtim, tamam bir demiryolu yapıldı ama sıfırdan değil mevcut demiryolları hızlı tren dedikleri 30 km daha hızlı giden trenler için yeniden düzenlendi.bu bir icraattır ama ballandırarak anlatılacak bişey değildir.yaparsın 10 yılda 3000 km yepyeni demiryolu amenna o zaman deriz ki bak herşeyini eleştiriyoruz ama bu konuda müthiş iş yaptılar.ancak böyle bişey yokki şakirtim.
işte tam burada hızlı trenin faziletlerini anlatır şakirt.
dersin ki;
-la oğlum 30 km hızlı gidecek diye milleti telef ettiniz.doldurdunuz nerde bir badem bıyıklı yandaş varsa tcdd'ye 2002 öncesinde ne kadar tren kazası olmuşsa bu 10 yılda o kadar tren kazası oldu.
şakirt bu konudanda sonuç elde edemeyeceğini görür ve son bir iki aya kadar dış politikaya atlardı.ama suriye konusunda rezil oldukları için son dönemlerde dış politikaya hiç girmiyorlar.
benzeri durum toki konutların içinde geçerli.şu son birkaç aya kadar toki konutlarıda dillerindeydi.ama her yağmurda su basan evler çok şöhret yapınca hatta yaşanan ölümlerin etkisiyle bu konuya da hiç girmemeye başladılar.
demiryollarından da sonuç elde edemeyince son çare olarak chp'yi kötülemeye kalkışırlar.kurulan cümleler hep bellidir.rte'nin ağzından çıkan palavralardır hep. karneyle ekmek,camileri ahır yapma,ekonomik kriz,darbeler,çeteler gibi konular üzerinden yalan yanlış yorumlarla konuyu sulandırmaya çalışırlar.
çok sabırlıysan o yalanlarıda çürütmen gerekir.
karneyle ekmek der sabırla 2.dünya savaşını anlatman lazımdır, 70'lerdeki kuyrukları söyler kıbrıs harekatını anlatırsın,
camileri ahır yaptınız der yunanın pisliklerini anlatırsın,2.dünya savaşı sırasında trakyada almanın karşısında bekleyen birliklerin nasıl konakladıklarını anlatırsın ayrıca kasımpaşada malatayada akp tarafından yıkılan camileride anlatırsın,
ekonomik krizlerden dem vurur, 2008'i anlatırsın şu an zaten ekonomik bir krizin eşiğinde olduğumuzu yeniden ekonomik verileri tek tek anlatarak izah etmeye çalışırsın,
darbelerden çetelerden bahseder, 12 eylülü ve onun ürünü olan akp'nin nasıl oluştuğunu uzun uzun anlatırsın,gladyoyu ve akp iktidarıyla birlikte gladyonun yerini fethullahçı gladyonun aldığını anlatırsın.
sonuçta şakirt bakar ki her lafına dolu dolu cevaplar alıyor halkın yarısının akp'ye oy verdiğini ima ederek senin anlattıkların boş halk bizi destekliyor kabilinden bir kelle hesabını ortaya koyar.
sen ülkenin eğitim ortalamasını anlatırsın halkı aşağılıyor sonucunu çıkartır, erzak kömür vb sadaka ekonomisini anlatırsın yardımlara karşımısın der, bakarsın ki olmuyor;
-lan oğlum dünyada da hristiyan nüfus fazladır müslüman nüfusa göre.madem kelle hesabıysa bu iş hristiyanlar islamı tanımaz peygamberini kabul etmez o zaman onların sayısı fazla olduğuna göre onlar haklı mı diyecez yada 82'de yasakçı abuk sabuk bir anayasayı halkın önüne koydu cunda. halkın resmi verilere göre %92'si ama tahminen gerçekte 3'te 2'si evet oyu verdi.e ne olacak şimdi kelle sayısına göre o yasakçı darbe anayasasının doğru olduğunu mu düşünmeliyiz
dediğin zaman şakirt bu konuda da köşeye sıkıştığını görür ve sen ne dersen de ben yolumdan dönmem diyerek bu kadar lakırdı ettin ama beni döndüremezsin demeye çalışır.
sen de la oğlum cahille etme sohbet her sözü bir baş incitir demişler.ben ne dersem diyeyim senin anlama kapasitenden öteye geçemem gün olur devran döner eğer biraz ülkeni insanını gerçekten dinini imanını seviyorsan ne büyük bir gaflet içinde olduğunu elbet anlarsın öncesinde ne desek faydasız.
diyerek ne kadar sabırlı bir insan olduğuna da kanaat getirerek olay mahalinden uzaklaşırsın.
