kalbinin çarptığı biri varken bir başkasıyla evlenmektir.
tanım yettiyse olaya geçiyorum.
bu nasıl bir saçmalıktır anlamıyorum! saçmalık da değil bir nevi intihar türü bu... sadece ölüme giden süre uzuyor; işkenceli, daha bir ağrılı, daha bir sancılı...
"nedir peki bu çılgınca seçimin nedeni?" diyorum,
"madem o beş dakika yanıma gel dediğimde gelmedi; ben de o zaman gider evlenirim" diyor!
millet deliye ben akıllıya hasret!
sevdiği kızın tek istediği şey girip bir işte çalışması, borçlarını ödemesi ve bir aile kurmak. üstelik bunun karşılığında istenmeyen gelin olmanın, ağır adetlerin sorumluluğu altına girecek, çocuğunu babası olmayan bir erkekle büyütecek.
peki ne yapıyor esas oğlan? kaçıyor! sorumluluk almıyor. bütün gün uyuyor. neticede ilişkileri bitiyor. her şeyin suçlusu, sorumlusu olan kankam, nam-i diğer tembel hayvan, tüm bunlara karşın, kızın ilelebet onu sevgiyle beklemesini istiyor. oldu paşam! aradan geçen altı aydan sonra kız artık telefonlarına bakmak istemiyor. çünkü iki yıl boyunca parmağını kıpırdatmayan bir adamla evlenemeyeceği açık.
bizimki dün arıyor esas kızı. yine kafa güzel, yine özlemiş... görüşelim diyor beş dakika. kız biliyor ki; o görüşme beş dakikayla kalmayacak. sevdiği adam, onu yine mutsuzluk girdabına sürükleyecek, yine onun için hiç fedakarlık yapmayacak. yine o bildik kısırdöngü... "müsait değilim" diyor.
sen kılını kıpırdatma sonra sana hep müsait olmasını bekle!
sen ayrıl, aradan 6 ay geçsin, tabiri caize am üstünde göt sik, sonra o kimseyle olmasın iste!
ben bu insanları anlamıyorum.
netice olarak "ya başkası varsa" cümlesi bir kurt gibi başlıyor kemirmeye.
bizim esas oğlan * da yedekte tuttuğu fuck buddysiyle evlenmeye karar veriyor. açıp kıza söylüyor. bununla da kalmıyor. ailesine açıklamak üzere yolda!
neymiş başka türlü unutamazmış. ulan bu karı 3 aydır unutturdu mu ki evlenince unuttursun?!
o çivi o çiviyi nah söker!
ama gel de anlat bizim salak oğlana!
allahım sen benim aklıma mukayet ol!
şimdi...
beni seviyor hayalleriyle kalbi başkasına ait bir adamın karısı olacak, hatta belki de çocuğunu doğuracak kadına mı acıyayım?
yıllarını vermiş ve karşılığında bir hiç almış olan kadına mı yoksa?
ya da kankamın iki yoluna mı?
sevmediği bir kadınla geçecek bir ömür yolu
veya
ikinci bir boşanma ile yaşanan ailevi kaos yolu
ilişkiyi yaşarken emek vermek, sanki bazıları altın kaplama ya da içinde tarihi eser saklıyormuş gibi am peşinde koşmamak, sorumluluk almak, kısacası adam gibi yaşamak bu kadar mı zor?
şimdi ağlıyorsun seviyorum diye,
şimdi sevmediğin kadının birine ömrünü hediye ediyorsun,
bunlar daha mı kolaydı adam olmaktan?
dostum, hem sikim amda hem canım cennette olmuyor işte...