her şeyin düzeleceğine inanan pollyanna ile çeşitli münasebetleri olduğunu düşündüren insandır. moralin bozulur, her şey düzelecek der. üzülürsün, her şey düzelecek der. ağlarsın, bak daha önce çok söyledim biliyorum ama her şey düzelecek der. sonra bir gün yüzünü gülerken görür yüzündeki o yavşak gülümsemeyle etraftakilere çaktırmadığını sanarak bak sana söylememiş miydim her şey düzelmiş işte der. üzüldüğünde mutsuz, güldüğünde mutlu olduğunu kabul eden insan tipidir bu, en sevmediğimden. her şey düzelecek derken de, her şey düzelmiş bak derken de yüzündeki sahte samimiyete donuk bir şekilde bakar kalırsınız. bir insan nasıl bu kadar inanarak yalan söyler diye düşünürsünüz. adam bu işi meslek haline mi getirmiş acaba dersiniz. her şey düzelecek cümlesi bir ürün olsa o an bizi inandırıp satacak pazarlama elemanı gibi, eve gidince boşa para verdiğinizi anlarsınız ya öyle. ben niye bu kadar takıldım diye soracak olursanız diğer şeyler gibi bunu da bilmiyorum. her şey düzelecek diyen insanın yavşaklığına mı kızıyorum yoksa her şeyin hiçbir zaman düzelmeyecek oluşuna mı bilemiyorum. hayır hayır, duygusal bir anımda değilim sadece içimde gizli bir melankolik var bazen çok konuşuyor ve susturamıyorum. böyle bulduğu yere yazıyor. her şeyin düzelmeyecek oluşuna taktı şimdi de. güzel bir müzik dinlerken insan her şeyin düzeleceğine inanabilir ama bir yavşak gelip bunu derse inanmıyor. dünya ilginç bir yer. yazının başıyla sonunu kaçırdım. ne diyordum ben?