güzel ülkemin ne hallere düştüğünü, halkın ne derece cahil olduğunu bir kez daha bize gösteren bir bayram oldu.
o kadar çok yanlış vardı ki neresinden tutsan elinde kalıyor.
hükümetin kutlamaları yasaklaması ilk yanlış. istihbarat alınmışmış da, provakasyon yapılacakmışmış da o yüzden izin verilmemişmiş. sen eğer güçlü bir devletim diyorsan, o provakatörleri yakalayacaksın, cezasını vereceksin, vatandaşın da bayramını dilediğince kutlayacak. kutlama şekli yanlıştır, sadece sokakta ya da statta yürüyerek cumhuriyet kutlanmaz buna katılırım ama bunun çözümü de engellemek değil, modern şekilde daha cazip hala getirmektir. yoksa hepimiz orta okulda ya da lise de törenleri dersten kaçmak için bir fırsat olarak görüp, sabah erkenden stada gidince de mızmızlanıyorduk tabi ki.
muhalefetin illegal olarak kutlama yapmaya çalışması en büyük yanlıştır. tepki göstereceksen bunun şekli böyle olmaz. sonuçta ortada resmi bir karar ve yanlış dahi olsa yasak var. karşıdaki devletin polisi ve bu ülkeyi temsil ediyor. kimse diyemez ki halk hakkını arıyor. kim olursa olsun, benim polisime, askerime değil tekme, tokat sallamak, elini dahi kaldıramaz.
medyanın bu olaylara zemin hazırlaması yanlış ama zaten kutuplaşan medyadan da başka bir şey beklenemez. herkes kendi açısından haber yapıp yayınladığı için onlara bir şey deme zahmetinde bulunmayacağım.
yapılmaya çalışan 80 öncesi ortamı oluşturmaktan başka bir şey değildir. biz mozaik şeklinde bir ülkeyiz. farklılıkları barındırdığımız için böyle güzeliz. dinimi sevmem için akp'ye, atatürkçü olmam için chp'ye, milletimi sevmem için mhp'ye, işçimi korumam için ip'ye gerek yok. ben hiç bir siyasi parti mensubu ve "taraftarı" olmadan da bunların hepsini gayet güzel yaparım !
bu kutuplaşma iç huzurumuzu bozduğu gibi, dışa karşıda bizi rezil etmekten başka hiç bir işe yaramıyor. Çünkü tepki göstermeyi de bilmiyoruz biz. sen dünya çapında bir tenis organizasyonu yapıp, finalinde de ülkenin seçilmiş bakanını yuhlar isen elin ingiliz spikeri "kadın bakan ıslıklanıyor ama yine de konuşmasını kesmedi. takdir edilmesi lazım" diye kıçının kenarıyla senle dalga geçer. sen de niye dünya şampiyonası alamıyoruz, olimpiyatları bize verecekler mi diye bekler durursun. o bakanı sevmeye bilirsin, nefret edebilirsin ama tepkinin bu şekilde gösteremezsin. bunun kimseye bir faydası yok ayrıca.
zedelenen imajın verdiği siyasi ve diplomatik zararlardan bahsetmeyeceğim bile.
bayram değil resmen savaş yaşadık geçen gün içerisinde. büyük bir çatlak oluştu herkesin yüreğinde. yazık oluyor, yazık...