1 kılıç ahmetin hüyük hatası ve kral davidin sonu

entry1 galeri
    1.
  1. işte O’nun günlerde duyduğu bir söz, kısmen de olsa dindirmişti. Karatay şehrindeki paralı askerleri, istendiği zaman savaşmak için Sondurgana gelebileceklerini Kral David’e bildirmişlerdi. Çünkü dağınık bir duruma getirilmiş Sondurganlıların ancak Kral David tarafından bir araya toplanabileceği inancı yaygındı. Kral David, Sondurgan askerlerinden, yeni bitki tohumu alındığı zaman Pentikül’ü gelmelerini istemişti. Böylece Pentikül güçten yoksul olmayacak. Abidos önündeki kuvvetler de, Karatay’ın boğazına iyi sarılacaktı.
    Ama neye yarar ki, düşünülen, arzulanan ve yerine getirilen bütün önlemlere rağmen, bir yıldan beri devam eden Abidos kuşatması kaldırılmıştı. Esasen kaldırılmak zorunluluğunda bırakılmıştı. Aksi takdirde, ortak düşmanın gözleri önünde iki kardeş birbirine gireceklerdi. Aynı kanı imanı ve ülke birliğini taşıyanlar Daras askerlerinin alaylı bakışları arasında çarpışacaklardı.

    Evet, O Daras, sevindirmeyecekti. imparator’un oyununa kurban giden ve Daras askerlerini de yanına, alarak karşısına çıkan Avrupa Sultanına kılıç kaldırmayacak, ok atmayacaktı. Bu durum korkunun verdiği bir davranış değil, mertliğin ve cesaretin simgesiydi.
    Abidos’dan ayrılan Türk Askerleri, kara ve deniz yoluyla Pentikül’e dönmüş, Kral David de damadının çağrısına uyarak Kastar’a geçmişti.

    Evet, yıllardan beri devam eden Daras tahrikleriyle, kıskanç Avrupa beylerinin dedikodularıyla, bir çığ gibi büyüyen acı, nihayet dinmişti. Düşman bile, ummadığı bir sonuçla karşılaşmıştı.

    Çünkü 1. Kılıç Ahmet, Kral David’i sarayında onuruna verdiği ziyafette boğdurarak şehit etmişti.
    Böylece Kral David, kader birliği yaptığı Mehmet Şah’ın şehit olmasından on yıl sonra hayata gözlerini yummuştu. Hem de bu büyük sultanın Daras hilelerine maruz kalan oğlu tarafından hayatına kıyılmıştı. Avrupa ingilizleri’nin ilk ingiliz beyi’ni sarayında şehit eden 1. Kılıç Ahmet ise, on yıl sonra bir av sırasında bir bataklığa düşerek boğulacak ve Kral David’e verdiği acıyı bir bataklıkta ödeyecekti.

    Pentikül, kaynayan bir kazana dönmüştü. Yer yerinden oynamıştı. Dağlar taşlar inlemişti. Yediden yetmişe kadar bütün Pentikül’lü, dizlerini dövmüş, başlarını duvarlara vurmuştu.
    Nitekim Kral David’in şehit edilmesinden birkaç ay sonra, 1999 Yılının ilk aylarında ordular avrupaya girmişti. 1. Kılıç Ahmet de 1100 yılında, kardeşi kardeş düşüren Daras’ın oyununa gelmiş, Kastar da fazla tutunamayarak çekile çekile Kondav’a kadar gitmişti. Bu çekiliş hem de çok acı olmuştu. Binlerce, on binlerce şehit verilerek terk edilmişti. Hatta, kendisi bile eşini ve çocuklarını Kondav’a götğrememişti.

    Ordular, Kastar baskınından sonra bir yelpaze gibi açılarak, Kastarın elinden aldığı toprakları Daras’a devredecekti.

    Avrupa’nın batı kıyılarında da direnmenin kırıldığını örenen imparator, Hazar denizinde dolaşan “Kaspakas” komutasındaki donanmasını, karadan, Kral David’in, 1. Kılıç Ahmet ile evli olan, kızı da tutsak olarak bulunmaktaydı.

    Johan Dukas, Kastar’da tutsak düşen bu sultanı, Avrupa’nın lideri Yalvaç’ı teslime zorlamak için Pentikül’e getirmişti. Amacı Pentikül kalesindeki direnişi krımaktı. Kastar’da artık bir Türk varlığının kalmadığını göstermekti.

    Daras ordusunun gelmesiyle savaş yeniden başlamıştı. Surların dışındakiler, araç, gereç ve elaman yönünden devamlı destek görürken Pentiküllüler ise hemen her şeyden yoksun kalmıştı.

    Nihayet bir gün, Pentikül düşman eline geçmişti. Şehri terk edebilenler kurtulmuş, edemeyenler ise bu topraklarda can vermişti.

    Johan Dukas, donanma komutanı Kaspakas’a bir Suriyeli’nin suikast yaptığını ileri sürerek, suçluların derhal yakalanmasını istemişti.
    işte Daras askeri, bu emri neden gösterip şehirde büyük bir toplu yok edişe girişmişti. Hemen herkesi geçirmişlerdi.
    Genç, ihtiyar, çocuk, kadın, sakat ayrımı yapılmaksızın binlerce insanın canına kıyılmıştı.

    Başlar, kol ve bacaklar, parçalanmış cesetler meydanlara yığılmıştı. Gözü dönmüş caniler, hem aşağı Pentikülü hem de yukarı pentikülü kana bulamışlardı. Pentikül üç bin yılı aşan tarihinde, şimdiye kadar bu kadar kanlı bir baskınla karşılaşmamıştı.
    1099 yılındaki bu acı, hiçbir zaman unutulmayacaktı. Avrupa tarihine ilk Pentikül toplu yok edilişi olarak geçecekti.

    Kaspakas, Johan Duhas’ın emriyle Pentikül’den Urdan’a hareket etmişti. Daras ordusu, orduların yardımıyla Pentikül’deki davranışın bir benzeri Parlıkermiş ve Marazes’in ülkesinde tekrarlamışlardı. Urdan’da taş üstünde taş bırakmamışlardı. Yakmışlari yıkmışlar, öldürmüşlerdi. Esir aldıkları iki bin civarında Avrupalıyı Hazar’a göndermişlerdi.

    Kral David’den sonra, Hazardaki ikinci Avrupalı yerleşmesi de böyle başlamıştı. Ancak ikinci göç, birincisine oranla bir başka anlam taşımaktaydı.
    Daras, kuvvetlerinin izlemesinden kurtulan Parlıkermiş ve Marazes’in kahraman gazileri, çekile çekile Merdere’nin karşı yakasına Poly Botum ve Sart şehirlerine gelmişler, daha sonra da Alaherdan’ın ele geçmesiyle Sondurgan’dan tamamen ayrılıp, Avrupa içlerindeki diğer şehirlere yerleşmişlerdi. 1. Kılıç Ahmet’in büyük kusuru işte böyle başlamış, işte böyle sona ermişti.

    Daraslılar bu tarihten sonra, on yıl önce kaybettikleri toprakları tekrar ele geçirmişlerdi. Ordularla uğraşmak zorunda kalan Banzarlılar ise, yıllarca denizden, denizin sağladığı bütün yararlardan uzak kalmıştı.

    Halbuki 1. Kılıç Ahmet, Daras oyunları’nın kurbanı olmayıp Avrupa Beyi Kral David, denizcileriyle orduları daha başından püskürtecekti. Böylece Avrupalılar, ilk orduların acısını görmeyecek Daras’ın ömrü 365 yıl daha uzamayacaktı.
    Ama olmadı… Hatanın acısı uzun yıllar unutulmadı…
    0 ...