az biraz aklı olan, az biraz bilimden haberdar olan, az biraz mantıklı düşünmeyi becerebilen, az biraz gözlem yeteneği olan, az biraz anlama kapasitesi olan her insanın anında yalanlayacağı sözde gerçeklik.
bugün bilimin kesin olarak kanıtladığı bir şey var ki evren sürekli genişlemektedir.
film geriye sarıldığında yani geçmişe bir yolculuk yapılma imkanı olsa görülecek durum evrenin sürekli daralması olacaktır.
bu daralmanın elbetteki bir sınırı vardır. genel görüş küçüçük bir noktaya kadar sıkışacağıdır.
big bang den hemen öncesi yani.
şimdi orada duran o şey nedir ?
bir cisim düşünün ki nokta kadar bir şeyken evren gibi sınırlarını bilemediğimiz bir şey oluşsun. kaldıki sınırlı bir beyinle sınırsız bir evren düşünülemez. laf olarak sonsuz demek kolaydır ancak bunu düşünebilmek imkansızdır.
bir cisim düşünün ki nokta kadar bir şeyken 14 milyar yıldır sürekli genişlesin. 14 milyara kadar saymasını bile beceremeyecek milyarca insan düşünüldüğünde muazzam bir şeyden olduğumuz belki anlaşılabilir tam olarak olmasa da.
siz bu cisme ister madde deyin, ister anti madde, ister tanımlanamayan ve uçamayan madde ama ne derseniz deyin sadece ismini değiştirmiş olursunuz.
işte o cisimdir tanrı. o cisimdir allah. o cisimdir yaratıcı.
adına tanrı dememen o cismin gerçekliğini değiştirmez.
ne kadar inkar etsen de o hep vardı, hep var olacak. durağan halden genişleyen hale geçmesi, sonra tekrar durağan hale dönecek olması bir şey değiştirmeyecek. neticede yine var olacak, ezeli ve ebedi olacak.
o yaratılışın (patlamanın) bir sonucu olduğun gerçeğini inkarla saklayamazsın.
en garibi de ne kadar inkar edersen et, inkarcıların varlığı bile tanrının varlığının kanıtı olacak.
tanrı/allah/yaratıcı dediğimiz şey senin, benim, onun, her şeyin toplamıdır zaten.
varlığına inananların, varlık şeklini yanlış anlamış olmaları, anlamadığı halde anladığını zannetmiş olmaları, inanmayanların kainatın oluşumunu veya evrimi yanlış anlamaları bu gerçeği değiştirmiyor.
neticede herkesin her olaydaki doğrusu kendi bakış açısıyla doğru orantılı.
aynen benim bu yazımdaki gibi.
mutlak bir doğru olsaydı eğer, bugün sahi olduğumuz hiçbir şeye sahip olamazdık zaten. tarih o ilk mutlak doğrunun seyrinde tek düze akıp giderdi.