giderek zevkli bir hale gelmeye başlayan kapışma... metalmilitan, başka kapışmacılar gibi -mazur görsün- "inatçı keçi" rolü oynamıyor; görüşlerini düzgün biçimde ve gerektiğinde düzenleyerek savunuyor. son yazdıkları arasından ben en çok şu kısmını beğendim:
--spoiler--
daha önceki yazılarımızda da değindiğimiz gibi "teveffike" kelimesi "vefat" kelimesinin tefaül vezninden çekilmiş halidir. vefat kelimesi ise vefa kökünden gelir. vefa ise "bir şeyin tamamına varmak" demektir. işte ölüm de hayatın tamamına varmak olduğu için ölüme vefat denilmiştir. vefat ettirmek de işi tamamlatmak manasındadır.
--spoiler--
ancak bunun arkasından gelen cümlelere pek katılmıyorum tabii;
--spoiler--
öldükten sonra da iş zaten tamamlanmıştır
--spoiler--
ben hazret-i isa'nın doğumunu bu meseleye özellikle dahil ediyorum ki, hazret-i isa müstesna bir insandır. bilhassa ilk isevilerin gördüğü manasıyla, "beşeri vasfı eksik, melekut vasfı fazla" diye tanımlanmıştır. doğumunda da, ölümünde de bu tanım geçerlidir.
onun doğumu bahsinde, bu doğumun mucizevi olduğu bahsinde sayın yazarla anlaşıyoruz. ancak ölümü ve tekrar dünyaya gelmesi konusunda tartışma sürüyor.
her neyse, ben hazret-i isa'nın ölümü veya göğe yükselmesi konusunda söyleyeceklerimi burada tamamlamak istiyorum. iki taraf da görüşlerini ortaya koydular. ötesi üçüncü kişilere kalmış...
bir dahaki sefere, nüzul-ü isa bahsine girmiş olacağımı umuyorum.