metalmilitan'ın dağıldığını gördüğümüz kapışma... bu sefer olmamış hacı... ben bunu saymıyorum... herhalde bir günde bu yoğunluk fazla geliyor... laf kalabalığını başkaları yer ama, ben yemem...
şimdi şu saçmalığıa bak;
--spoiler--
ayette açıkça nüzul-i isa'dan bahsediyor denilerek kestirip atmak kolaycılıktır, hakikatbilmezliktir. ilgili yazımızda delilleriyle birlikte serdettiğimiz üzere bu ayetin nüzul-i isa ile alakası olmadığını, tam aksine nüzul-i isa'nın olmadığının kuran'da belirtildiğini görmüştük. bunu da uzun uzun delilleriyle açıklamıştık. o kadar delil üzerine tahin ile pekmez'in "bu budur gerisi martavaldır" tadındaki cevabı elbette kâle alınır bir cevap değildir. ufak eklemeler ve itiraz edilen noktalara cevaplarla birlikte bir önceki yazımızı iktibas edelim. zira o entryde yazarın bu iddialarının cevabı zaten mevcuttur.
--spoiler--
peki ben ne demişim;
--spoiler--
şimdi bundan ötesi martavaldır. burada, ayette apaçık bir şekilde uruc-u isa belirtilmektedir. bunun inkar edilecek bir tarafı yoktur. bunu inkar etmek, ayeti inkar etmektir, yazar bunu gayet iyibildiği için - bu seferlik- inkar yoluna sapmıyor, tevil yoluna sapıyor. diyor ki: oradaki "yükseltti" kelimesini -bu seferlik- gerçek anlamında anlamayalım, mecaz anlamına alalım. olsa olsa ne olabilir? hah buldum: yükseltti demek, şereflendirdi, onurlandırdı demek dersek, konuyu sallayıp atarız.
--spoiler--
hatta ne demişim;
--spoiler--
her neyse, uruc-u isa bahsinde fazla bile konuştuk. bu konu, yukarıda da gördüğümüz gibi, kuran ayetiyle sabittir ve bu noktada kıvırmaya yer yoktur. "nüzul-ü isa" konusunda ise böyle açık bir ayet olmamakla birlikte, senedi sahih, en muteber kitaplarda geçen hadisler vardır.
bu konuya daha sonra gireceğim. yalnız arkadaştan ricam, burada telaşa kapılıp yeni şeyler ortaya atmasın. biraz sabırlı olsun. şimdilik sadece onun söylediklerinin ilk kısmına cevap verdim. ben diğer kısmı da halledeyim, adım adım gidelim...
--spoiler--
fark görülüyor değil mi? demogoji görülüyor değil mi? ben "uruc-u isa" diyorum, o "nüzul-ü isa" okuyor...
ben çok basit meseleler getirdim burada; yazar hiç oralara esmiyor... diyorum ki;
- hazret- isa'nın babasız olarak dünyaya gelmesi, hristiyanlıktan alınma değil de, göğe yükselmesi mi hristiyanlıktan alınma?
diyor ki;
- tssss...
nereden bilebilirsin diyorum; tıssss...
ondan sonra nisa suresindeki apaçık beyana -tekrar edeyim, uruc-u isa'ya dair beyana- hiç esmeden, al-i imran suresindeki anlamını bilmediği bir kelimeden martaval okumaya devam ediyor... sonra, bunu rasyonel olarak söylemiyormuş, kuran'ın mantığına göre söylüyormuş... bırak şimdi kuran'ın mantığını da, arapça biliyorsan, bana şunun cevabını ver:
- arapça'da "seni öldüreceğim" sözü nasıl söylenir? kaç türlü söylenir?
üstelik tuhaf olanı, nisa suresi'nde "kendime yükselttim" diyor, al-i imran suresinde ise "seni öldüreceğim ve kendime yükselteceğim?"
siyak sibak düz gidiyorsun, peki de bağa, bir kelimenin mazi sigasıyla kullanılmasıyla muzari sigasıyla kullanılması arasında anlamabilim bakımından hiç mi fark yoktur? daha burada neden söz edildiğinden haberin yok senin, kalkmış, "kuranın 1400 senedir kimselerinanlayamağı anlamını" anlatıyorsun bana...
geçelim bunu efendim... ha, unutmadan hazret-i idris meselesine de değineyim. eğer buradan yeni bir yangın çıkmayacaksa, sadece görüşüm merak ediliyorsa, sadece o kadarlık ve parantez içinde söyleyeyim:
- islam tasavvufuna göre, hazret-i idris iki defa dünyaya gelmiştir; biri idris olarak, diğeri ilyas olarak...
neyse, şimdi konu sapmasın: eğer uruc-u isa bahsinde muhatabın başka söyleyeceği yoksa, ben nüzul-ü isa bahsine geçeceğim...
önemli not: uruc, yükselmek, yukarı çıkmaktır. nüzul: aşağı inmek... birbirinin -aynı değil- zıddı olan kavramlardır.