Ben orta okuldayken türkçe öğretmenim dönem ödevi olarak aşık veysel'i araştırmamı söylemişti. O günden beri de en sevdiğim aşıklardan biridir veysel satıroğlu.
Aşık Veysel, bir gözünü hastalık bir gözünü kaza sonucu çocukken kaybetmiş. Babasının ilgisiyle ve yöneltmesiyle saz çalıp şarkılar şiirler söylemeye başlamış. Daha sonra babası esma adında bir hatunla evermiş aşık veysel'i. Aşık Veysel esma hatunun ona karşı tavrından etkilenmiş olsa gerek esma hatuna kapılmış. Gel gör ki esma hatun aşık veysel'e iyi davranmasına onu sevmesine rağmen gönlü başkasındaymış. Gel zaman git zaman esma hatun sevdalısıyla görüşürken kaçma kararı almış. Aşık Veysel, eşinin başka birine bağlı olduğunu içten içe biliyormuş, bir gün gideceğini de. Esma hatun kaçacağı gün çizmelerini giyerken içinden bir tomar para çıkmış. Aşık Veysel, gideceğini anlamış ve olan bütün parasını sevdiği kadına vermiş...
Bu hikayeyi, o ödevi araştırırken bir büyüğüm anlatmıştı. Amma gerçek amma kulaktan dolma ama bana her zaman aşık olmanın ne demek olduğunu öğreten hikayedir. Fedakarlığın ve sevgililiğin ne demek olduğunu...