burada tipik selefi safsatalarından birini görüyoruz. kur'an'da kadere iman diye bir şey yokmuş, afedersin ehl-i sünnet onu ...ünden uydurmuş... sonra bunları "selefi vehhabi" diye damgalayınca da, hemen kıvırıyorlar, yok efendim değilmişler. ben iftira atıyormuşum...
arkadaşım, ben niye iftira atayım size? ne zorum var? yaptığınız saçmalıklar ortada... amacınız bunları kime yedirebiliyorsanız yedirebilmek; ehl-i sünneti yıkmak... bir ehl-i sünnet bağlısı bu tür laflar eder mi hiç? ama bunların hayatı demogojidir, takiyyecidir bunlar. hiçbir zaman kendi kimlikleriyle ortaya çıkmazlar. aslan gibi meydanda görünmezler, yılan gibi çalılarda gizlenirler daima...
selefilik nedir? din üzerinde olur olmaz felsefe yapmak, spekülasyon yapmaktır. islamın temellerini dağıtıp yerine "ingiliz beslemesi bedevi milliyetçiliği"ni sokuşturmaktır. şimdi burada yapılana bak: kadere iman diye bir şey yokmuş... zibidinin ne kaderden haberi var, ne imandan... yukarıda kimsenin okumadığı satırlarında, kendi kendini yalanlayan on tane akla atıyor, sonra utanmadan kader inancını emevilere bağlıyor.
lan emevilerin ne alakası var ehl-i sünnetle? imam-ı maturidi doğmuş 844'te semerkand'da... imam-ı eşari doğmuş 873'te basra'da... yani emevilerin ortada kalkmasından 100 sene sonra; emevilerin hiç sevilmediği topraklarda. imam-ı azam'ın ne alakası var emevilerle?
kader bir yapıp etme işi değildir. kader inanç işidir. kadere inanırsın ama kaderini bilmezsin. ve yaptığın her şeyin de hesabını verirsin... burada bunlara batan şey ne? aslındahiçbir şey yok; sadece "dini içten yıkmak" davası güdüyorlar.
şimdi ben bunlara hadis nakledeceğim, bana mısın demeyecekler. fayda etmez, karaktersiz herifler ya... buyurun bakalım:
--spoiler--
Allahü teâlâ buyurdu ki: Bana iman edip de kadere, hayır ve şerrin benim takdirimle olduğuna iman etmeyen, benden başka Rab arasın.) [Şirazi]
(Ümmetimin helaki üç şeydedir: Irkçılık, kaderi inkâr ve nakle itibar etmemek [Kendi görüşünü din gibi anlatmak].) [Taberani]
(Allahü teâlâ, ilk önce Kalemi yaratıp, Kaderi, olanı ve sonsuza kadar olacak olanı yaz buyurdu.) [Tirmizi, Ebu Davud]
(Her şey ezelde yazıldı. Kalem kurudu.) [Tirmizi] (Yani kader, takdir son buldu ve kaleme yazacak bir şey kalmadı.)
(Bütün insanlar toplanıp sana fayda vermek için çalışsalar, ancak Allahü teâlânın senin için takdir ettiğinden fazlasını yapamazlar. Eğer bütün insanlar, sana zarar vermeye kalksalar, ancak Allahü teâlânın senin hakkında takdir ettiği zarardan fazlasını veremezler. Çünkü artık kaderi yazan kalem[in mürekkebi] kurudu, yazıları değişmeyecek şekilde kesinleşti.) [Tirmizi]
--spoiler--