aynada son kez saçlara bakılır. son fotoğraflar çekilir hatta. berbere yürürken darağacına yürüyen mahkum psikolojisinde olursunuz. makinenin ilk vuruşuyla saçların bir kısmı düşer. hala çok geç değil deyip bir harekette bulunmak istersiniz. ikinci makine darbesinden sonra kafanın yarısı tabiri caizse yarak başı gibi olduğu an bütün umutlar söner. traş bittikten sonra yerde toplanmış saç parçalarına bakarsınız. hele dalgalı veya kıvırcık saçlı iseniz bir parça alsam mı hatıra için ya da hepsini alıp evde yastık mı doldurtsam diye düşünürsünüz bir an. önem verdiğiniz bir şeydir sonuçta. kestirme nedeni de bir o kadar önemlidir. yaz sıcağı, bakım sorunları, askerlik vb. ilk duşta her zaman aldığınız kadar şampuan alırsınız elinize ve sürersiniz, fazla gelir o şampuan kısa saçınıza, hemen köpürür ve saniyesinde durulanır. ilerleyen günlerde evin çeşitli yerlerinde özellikle yastık altlarında bulunan eski saçlarınız biraz canınızı sıkar. daha sonra arkadaşlarınız görmeye başlar kimisi beğenir, kimisi beğenmez, gereksiz bir psikolojiye girebilir insan. kökü bende değil mi gene uzatırım düşüncesiyle bünye avutulur. *