-Aman Tanrım, bu nasıl oluyor? Beni; senin yargılayacağını sanmıştım. Oysa orada hâkim olarak bir insan oturuyor.
Tanrı gülümsemiş, -Ben hiçbir zaman sizi yargılama
dım. Sonsuz sevgimle, ne yapmayı seçtiyseniz, sizi seçiminizde özgür bıraktım
Onlara kendini affettirmeye çalış. Onlar seni affederse ne ala. Çünkü cennetin yolu onların affından geçiyor.
Adam merakla sormuş:
-Peki ya affetmezlerse ne olacak?
Tanrı yine sevgiyle gülümsemiş,
-Ben cenneti de, cehennemi de yeryüzünde yarattım. Seni tekrar yeryüzüne göndereceğim.
Orada öyle bir yaşam süreceksin ki, tüm yaptığın kötülükler, verdiğin zararlar sana aynen yaşatılacak. Yani ettiğini bulacaksın. Ama bunun amacı sana ceza vermek değil. Sadece o insanların hissettiklerini bizzat yaşayıp anlaman, yaptığın kötülüklerin bilincine varman. işte o zaman sen kendini affetmiş olacaksın.
Adam bir süre düşünmüş,
-Peki, cennet nasıl bir yer?
-Cennet, bir yer değil, bir bilinç düzeyidir evladım. Dünyada mutlu, huzur ve sevgi dolu, insanlara destek olmaktan haz duyan, yarattığım canlı ve cansız her varlığa saygı göstermeyi bilen insanlar var ya, işte onlar, dünyada cenneti yeniden yaratmaları için geri gönderdiğim cennetliklerdir. Cennet de dünyadan başka yerde değil.
-Ama kutsal kitap bana öyle öğretmedi.
-Kutsal olan tek şey yaşamdır. Ben o kitapları kutsal kılmadım. Siz kıldınız. Her şeye sevgi ile bakmasını bilerek yaşayan insan, en büyük ibadeti yapandır.
-Peki, dünyaya döndüğümde doğru yolu görmemde yardımcı olacak mısın?
-Ben bunun için siz insanların içine vicfdan denen bir pusula koydum. Eğer bu pusulanın etrafına ördüğünüz kalın bencillik duvarlarını yıkarsanız, vicdanınızın yani benim sesimi kolaylıkla işitebilirsiniz.
- evet işte budur. tam olarak böyle olmalı çözdüm aga ben diyom diyom anlatamıyom.