geçen gün babamla da tartıştık bu konu üzerinde. babamın anlattığı üniversite kavramıyla benim anlattığım üniversite kavramı arasında nerdeyse %85 fark vardı.
o 1983-84 yıllarının üniversite yaşamını anlatıyordu ben ise 2012-13lerin.. ama onun anlattıkları sanki üniversite değil adeta bir sosyalleşme mekanı ve hocalarla gayet içli dışlı olunan,derslerin daha eleştirisel geçtiği,katılımcı ve eğlenceli bir yerin anlatımıydı..ben ise devamında bunların hiçbirinin olmadığını...hele sosyalleşme ve samimi bir ortam adına hiçbir şeyin olmadığını..hocalarla değil arkadaş olmak özel olarak konuşunca bile ağızdan cımbızla kelimelerin alındığı,insan hayatına hiçbir katkısı olmayan sürekli hocanın konuştuğu sıkıcı dersleri olan ve öğrencilerin ;kız olanlarının oldukça kaprisli ve burnu büyük,erkek olanların ise amaçsız ortalıkta gezinen tipler olduğunu söyledim ve devamında da dedim ki eğer sizin okuduğunuz dönem üniversite gerçek üniversiteyse bizimki tam bir mapushane..
ne yazıkki ummadığımın bile altında bir yer oldu üniversite..4 yıl boyunca adeta bir zaman kaybı yaşandı.allahtan bu son senem de kurtuluyorum...hiçbir zaman özlemeyeceğim üniversite hayatını,kendi çabalarım dışında bana hiçbir şey katmadı çünkü..ne arkadaş ilişkisi,ne gerçek ders bilgisi,ne de geriye dönüp bakıldığında hatırlanacak güzel anılar..