gecekondu

entry268 galeri video2
    219.
  1. çocukluğumun içinde bir sürü ağaç olan bahçeli evleri. genelde küçük, odalar nerde başlar nerde biter belli değil, odanın bittiği yerden mutfak başlar, onun bittiği yerden banyo. bir çoğunda oturdum çocukken bunların, küçüğü, büyüğü, güzeli, kötüsü. bazılarını çok sevdim bazılarını hiç. bir tanesi iki kapılıydı mesela, saklambaç oynarken avantaj, biri sizi ararken siz diğer kapıdan dışarı kaçabilirsiniz. ya da dayaktan kaçarken..bu evin tuvaletini dışarı koymuşlardı mesela, gece uyanıp tuvalete gitmek istersem ablama yalvarmak zorundaydım benimle gelsin diye, korkudan. iyi günündeyse gelir yoksa sabaha kadar kıvrandırırdı. ama ağaçları o evde tanıdım ben, erik ağacı, dut ağacı, üstünden defalarca düştüğüm incir ağacı. erik ağacına tırmanarak evin çatısına çıkılırdı, kirazdan da kömürlüğün çatısına. mutsuzsam ki genelde öyleydim sanırım, ya da babamdan kaçmışsam, ağlıyorsam ilk kaçtığım yer incir ağacının tepesi...seneler sonra durumlar değişipte ilk apartman dairesinde oturmaya başladığımızda ilk başlarda sevinmiştim galiba, daha büyük, daha rahat, daha güzel ama o iki kapılı evde geceleri tuvalete gitmek için zıpladığım saatleri hatırladığımda gülümsüyorum daha çok nedense.
    0 ...