konusu yanlış bir şekilde özetlenen bir aiskhylos tragedyasıdır.
sanılanın aksine klytaimestra, agamemnon'u sevgilisi denilen(ki o da yanlış) aigisthos ile birlikte öldürmemiştir ki bu da klytaimestra'nın şu tiradında görülebilir;
--spoiler--
her şeyi hazırladım, inkar edecek değilim; ne kaçabilsin, ne de ölümden sakınabilsin diye, tıpkı içinden kurtulunmaz balık dalyanı gibi bir ağ ile, gözleri kamaştıran zengin işlemeli bir bornuzla onu sarmaladım. iki defa vurdum, iki defa inledi: azaları takattan düşüvermişti; yerde hareketsiz yatarken de, yer altındaki ölülerin zeus'una adanmış üçüncü sunu olmak üzere, üçüncü vuruşu indirdim. yere uzanmışken canı ağzından geldi; vücudunu deşen demirin açtığı yaradan fışkıran kan, kara damlalarıyla, beni ıslattı: bunlar yüreğime ne hoş gelmişti, gül goncası içine düşen zeus vergisi çiy damlaları gibi. argos'luların sayın seçkinleri, olan biten budur! hoşunuza gitsin gitmesin, ben bundan iftihar duymaktayım.
--spoiler--
görüldüğü gibi bu planlı cinayet, herhangi birinin yardımı olmadan yapılmıştır. temelinde öc alma duygusunu barındıran bu hareket, cesur bir kadın tarafından özgür bir iradeyle gerçekleştirilmiştir.
gelelim sevgili meselesine.
aiskhylos'un tragedyalara olan bakış açısı, aristophanes'in kurbağalar adlı eserinde çok güzel bir şekilde özetlenmiştir. orada aiskhylos ve euripides gibi iki çok önemli tragedya yazarı karşılaştırılırken, tragedyalara ''kadının aşkı'', ''kadının yasak aşkı'' gibi durumları euripides'in soktuğu suçlaması yapılır aiskhylos kahramanı tarafından.
aiskhylos gibi değerlere, geleneklere ve klasik çizgiye bağlı bir sanatçının, yasak aşk yaşayan bir kadın karakteri tragedyasına sokması mümkün değildir. klytaimestra'nın, aigisthos ile olan evliliği, sanılanın aksine aşk üzerine kurulmamış, bir çıkar ilişkisi üzerine bina edilmiştir. geleneğe göre ölenin yerine bir kral geçmelidir. mantık çerçevesinde o dönemdeki en uygun isim ise aigisthos'tur.