hayat, tamamen birşeylere kalıplar dahilinde bakmak, bakmamak ve bakamamaktan oluşmaktadır. bakamamak ancak, kişinin duruma karşı belirli bir tutuma yöneltilmesi sonucu ortaya çıkar. bakmamak sadece bir tepkidir; yarın bir gün o konuyla ilgili fikir edinildiğinde, basit bir cümle onu çürüttüğü zaman,* "keşke birşeyler bilseydim." diyecekse eğer o insan; bilmesi gerekenler öğretilmeyecektir. hiç umrunda değilse de; bilmelidir ki, kendi dilinin matematiğini öğrense; çince ve japoncaya yolu açılacaktır, lakin Türkçe dünyanın en zor 3. dilidir; çin ve japonya'nın stratejik önemi de günden güne artmaktadır.
dolayısıyla neyi tartışmaktayız? Kim Türk Edebiyatı'ndan, ev ödevi dahi olsa birşeyler görmüş olmaktan pişmanlık duymuştur ki? (bkz: ödev verilen kitapların keyifle okunması)