der prozess

entry33 galeri
    19.
  1. okunmaya başlandığında, pekçok yazar ve sanatçıyı cezbeden; "ilk bakışta anlaşılamama sevdası" sarar okuyucu bedenini. ne ki, olayı topyekün, kavranmaya başlandığında, hikaye tad vermeye başlar.

    kafkanın temel nüanslarından olan, "sabah uyandığında, kendini farklı bir halde bulma trajedisi" yine başrolde. bu kez de, "dönüşüm" de olduğu gibi böceğe dönüşmeye benzer halde; baş karakter sabah kendisini tutuklanmış olarak, zanlı konumunda bulur. bu andan itibaren, bir koşuşturmaca başlar. zaten, romanın "bayağı" noktası sayılabilecek, bir türlü davayı bildirmeme kıllığı, burdan itibaren start alır. karakter sorgulandıkça, yanlış demeçler vermeye, sorgulayıcıların eline kozlar vermeye başlayacaktır.

    ne yargıçlar davaya dair done verir, ne çevredeki insanlar.. bir gerçek varsa, o da karakterimizin fena bir davada yargılanacağıdır. kadınların karşısına çıkışı, (cinsellik sınması) kuzeni ve amcasının baskıları (aile darlığı) ee bir de, iş yoğunluğu davanın incelenmesini zorlaştırıcı etmenlerdir, karakterimiz için.

    aslında, tüm bu sürüncemede kalan süre zarfı, emilie durkheim'in değindiği; "güzel bir niyetle başlasa da, tembel ve hantal hale bürünmüştür" dediği, bürokrasi kavramını inceden yerer. bu tıkanıklık, karakterin kendisini ifade edebilme yetisini de, her geçen gün tüketir.

    roman bireyin yaşadığı çevrede, aslen yapayalnız olduğunu, davanın kurallarını araştırmak isteyişinin bile engellenmesinin buna işaret gösterilmesini, nihayetinde ise, işlemediği suçu kabullenip cezayı beklemeye almasını konu alması hasebiyle, manidardır.
    0 ...