merkezinden ziyade köyleri güzeldir.kemiklialan civarı denizin dibindedir adeta, yazları gün batımı tam karşıdan olduğundan bütün turuncu huzmeler evinizin içine dolar. akşam karanlığı çöktükten sonra anayoldan gelen araç sesleri hala yaşadığınızı hatırlatır size. çünkü aslında "dış hayatla" olan tek bağınızdır. çünkü orada zaman geçer, ama ayrı bir tarifeyle, ayrı hızda bağımsız olarak geçer.
akşam üstleri yol dibine inilip çekirdek çıtlanır, boğazdaki balıkçılar sayılır, geçen dev yolcu gemilerine hayran hayran bakılır. Geceleri yıldızları seyretmekten sarhoş olur insan. bin kere söylense de bir kere yol ışıkları onarıldığından etraf zifiri karanlıktır, demirlerle kaplı balkonda otururken böyle zamanlarda birinin yoldan geçtiğini görürseniz bir ürperirsiniz bir şehirli, çok fazla korku filmi izlemiş biri olarak. halbuki bir köyden diğerine yürüyen amcalardan, gençlerden başkası değildir.
cumartesileri pazarı olur lapsekinin. mutlaka gidilip o kalabalık görülmeli, o mis sebze meyve kokusu ciğerlere çekilmelidir. dönmeden limandaki aile çay bahesinde bir gazoz, çay içerken boğaz ve gidip gelen feribotlar seyredilmeli, parkın yanındaki roma dondurmacısından dondurma yenilmelidir.
esasında güzel yerdir, benim gibi emekli ruhu olanlar için yani.