iran'ın da israil'in de uçuk söylemlerini bir kenara bırakıp realiteye baktığımızda farkettiğimiz olay.
israil'in yıllardır iran'a saldırıcam diyip saldırmaması ve karşılığında iran'ın yiyosa saldır diyerek meydan okuması esasen sadece tiyatro olabilir. zira iran halkı artık rejimden memnun değil, halk inanılmaz derecede fakir, insanlar baskı altında yaşamaktan bıkmışlar, seçimler hileli yapıldığından istedikleri insanları seçemiyorlar, zaten ayetullah'ı seçme şansları da yok. şimdi böyle bir halkı bir arada tutmanın en kolay yolu nedir? tabiki korku! halkı düşmanla korkutacaksın, en ideal düşman da israil. israil tehdidi iran halkında korkuya dönüştükçe halk daha fazla kenetleniyor ve özgürlük davasını bir kenara bırakma eğilimine giriyor. bu şekilde iran rejiminin ömrü uzamış oluyor.
israil de aslında iran'dan rahatsız değil. israil ortadoğu'daki sünni güçlerin(türkiye, mısır) yükselişini şii iran'la dengeleme peşinde. bunun için israil'in iran'la savaşmasını asla beklemem. israil'in hedefi şii'lerle sünnileri birbirine düşman etmek, temelde iran'la türkiye'yi savaştırmaktır.
mesela suriye'de kimse israil'in muhalifleri desteklediğini söylemesin. israil kesinlikle beşar'ı destekliyor. mısır'dan sonra suriye'nin de müslüman kardeşlere geçmesi israil'in hiç ama hiç istemediği bir şey olurdu. beşar'ın hâlâ devrilmemesinin arkasında yatan asıl sebep de budur, israil ve iran beraber olup beşar'ın kalması noktasında uğraşmaktadırlar.
bu yazılanlar bazılarına uçuk gelebilecektir ancak olayların gazetelerde yazıldığı gibi gerçekleşmiyor oluşu sizi şaşırtmamalıdır.