trabzon'a işyeri ile beraber geziye katılmışız, sene 2006. cuma sabah uçakla gidip, pazar akşamı döneceğiz.
gittik neyse. *
pazar sabah gezmesine çıkacağız erkenden kalkmışız. kahvaltı yaptıktan sonra saatime baktım, rehberimizin buluşmak için söylediği saate daha birbuçuk saat vardı. sakallarım uzamıştı ve bir berber bulup kestirmek için can atıyordum.
bir pasajın girişinde iki koltuklu bir berber dükkanı dikkatimi çekti. elimde sigarayla daldım.
şöyle dedi;
+ hemşerum içerde içmiyoriz o boki
bok dediği elimdeki sigaraydı. bir elime baktım bir de karadeniz' li olduğu bariz görünen berbere.
- tamam kapıda içeriz sıkıntı yok
diye cevap verdim.
kapıdaki taburelerden birine oturdum ve sigarama devam ettim. keşke beni çağırmasını bekleseydim; sigara bittikten sonra içeri daldım ve konuşmalarından samimi oldukları anlaşılan birini tıraş ederken daldım seyre.
baktım arada gözü bana kaçıyor. hemen söze daldı acelesi var gibiydi;