hani laiklik diyoruz ya, yönetimde din ve devlet işleri birbirinden ayrı olmasını gerektiren ilke. bazıları laikliği dinsizlik dahası islam düşmanlığı olarak kabul etmekte ve türkiye laiktir esasını kabul ederek insanların inancına hakaret etmeyi kendince bir hak kabul etmekte. sistemli bir halde sermaye basınının işaret ve yönlendirmeleri ve chp'nin iflah olmaz siyasetsizliği ile harekete geçmelerini düşünüp başlıyorlar saldırmaya. fakat anlamamakta ısrar ettikleri şey, bu halkın gözünde hiçbir değerleri olmadığı. mesela kartel basını namaz kılmayı şuç gibi ve korku efekleri ile verdi fakat kendi sitelerindeki yorum sayfaları dahi ''yeter artık halkın inancına hakaret etmekten vazgeçinlerle'' doldu. zaten utana sıkıla haberin üzerinde durmaktan vazgeçtiler ve gözlerini genelkurmaya diktiler emrah bakışları ile. belki bakışları değişecekti ve ''yine de şenleniyor aman onbaşının yandımları'' nidaları ile toplum mühendisliklerini devam ettireceklerdi ama konjektörün şu aşamasında bu mümkün olmadı ve onlar belki ilerde bir fırsat gelir de kusarız diye bu haberi arşivlerine attılar. halka karşı siyaset, halka karşı habercilik yapmak yalayacak bir postal oldukça mümkün. şimdi türbandan utanmak diye yazan arkadaş, başörtüsünü, tesettürü ısrarla türban kelimesi içerisine sokarak kavramı siyasileştirme çabası içerisinde kıvranırken bilki inancı ile kapanan her mümine başörtüsü ile ay-yıldızlı al bayrakla duyduğu gururu duymaktadır.