Türkiyenin duyarlılığı normaldir
fikret bila 12.10.2012
Suriye toplarının Türk tarafında can kayıplarına neden olduğu ortamda bir Suriye uçağının askeri malzeme taşıdığı yönündeki istihbaratın göz ardı edilmesi ağır bir sorumluluk doğurabilirdi
Türkiyenin, Suriye uçağını Esenboğaya indirip araması uluslararası hukuka uygundur. Ankara, sivil hava yollarıyla askeri malzeme taşınamayacağı hükmünü içeren Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı Anlaşmasının 35. maddesini uygulamıştır.
Bu kurala uymayan, askeri malzeme taşındığı ihbarı alan ve bu konuda ciddi bir kuşkuya kapılan Ankaranın, Suriye Havayollarına ait uçağı indirip, arama yapması hakkıdır. Ankara, uluslararası kurallara uyarak bu hakkını kullanmıştır.
Duyarlı dönem
Ayrıca Ankaranın, Suriye ile sınırda karşılıklı top atışlarının yapıldığı, savaş olasılığına karşı önlemlerin alındığı bir dönemde bu duyarlılığı göstermesi de normal karşılanmalıdır.
Sınırda top atışlarının devam ettiği, Suriye top mermilerinin Türk tarafına düştüğü ve can kaybına neden olduğu bir ortamda, Suriye Havayollarına ait bir uçağın askeri malzeme taşıdığı yönünde gelen ciddi bir istihbaratın göz ardı edilmesi, Ankara açısından ağır bir sorumluluk doğurabilirdi.
Kimin uçağı, ne zaman?
Bu olayda iki soru önem taşıyor: Ankara kimin uçağını indirip aradı ve ne zaman aradı?
Ankaranın, Suriye uçağını indirmesi ve sınırda savaşın eşiğine gelindiği bir zamanda bunu yapması anlaşılabilir bir durumdur.
Ankaranın tutumunda keyfi bir durum yoktur; Suriyenin uluslararası hava sahasında silahsız uçan bir Türk F4 keşif uçağını düşürdüğü, Türkiyeye askeri tehdit yönelttiği, sınırda karşılıklı top ateşi açıldığı bir dönemde aldığı bir istihbarat üzerine kurallara uygun olarak bu arama işlemini yaptığı unutulmamalıdır.
Pilot kabul etti
Üzerinde durulması gereken bir yön de, Türkiyenin 2 F-16 uçağını havalandırıp, Türk hava sahasından geçmekte olan Suriye uçağını zorla Ankaraya indirmediğidir.
Ankara, F-16ları gönderip, Suriye uçağını tehdit ederek inmeye zorlamamıştır.
Uluslararası kurallara uyarak, Suriye uçağını, henüz Türk FIR hattına girmeden uyarmış, Türk hava sahasını kullanması halinde Esenboğaya indirileceği ve aranacağı Suriye uçağının pilotuna bildirilmiştir.
Dışişleri yetkililerinin verdiği bilgiye göre, böyle bir uyarıyla karşılaşan pilotun iki seçeneği vardır:
1- inmeyi kabul etmeyip geri dönmek,
2- inmeyi ve aranmayı kabul etmek.
Nitekim, söz konusu Suriye uçağı, önceki gün saat 17.00 sularında Karadeniz üzerinden Türk FIR hattına yaklaşırken, ancak henüz girmeden, Ankara Esenboğa Havaalanı Kulesi tarafından uyarılmıştır. Esenboğa Kule tarafından, pilota, Türk FIR hattını kullanması halinde uçağın Esenboğaya indirileceği ve aranacağı bildirilmiştir.
Bu uyarıyı alan Suriyeli pilot, geri dönmek seçeneği varken bunu yapmamış ve inmeyi kabul etmiştir.
Suriyeli pilot, inmeyi ve dolayısıyla aranmayı kabul ettikten sonra Türk F-16ları gelmiş ve güvenli inişe eşlik etmişlerdir.
Eğer pilot, inmeyi kabul etmeyip Türk FIR hattına girmeden dönmüş olsaydı, F-16lar peşinden gidip zorla Türk hava sahasına sokup indirmeyeceklerdi. Ancak pilot, Esenboğaya, iniyorum, buyurun arayın mesajı vermiştir.
Suriyeye nota
Ankaranın, uçağı aramasından sonra Şama nota vermesi, uçağın sivil havacılık kurallarına aykırı bir malzeme taşıdığını da gösteriyor.
Dışişleri yetkilileri, bu malzemenin askeri nitelikte olduğunu belirtiyor.
Böyle bir sonuç da çıktığına göre Ankarayı suçlamak dayanaksızdır.
Rusyaya karşı değil
Suriye uçağının Moskovadan Şama gidiyor olması nedeniyle Türkiye-Rusya ilişkilerinin ağır bir krize girmesi de gerekmiyor.
Moskovanın, Türkiye-Suriye ilişkileri, F4 uçağının düşürülmesi ve sınırdaki atışları dikkate alarak Ankaranın askeri malzeme duyarlılığını anlayışla karşılaması beklenir. Böyle bir dönemde, askeri malzemelerin resmi olarak elde edilmemiş olması ihtimalini de dikkate alan Ankaranın, uluslararası kuralları uygulaması, anlaşılmayacak bir durum değildir.
Bu tutum, Moskovaya karşı bir tutum değil, Şama duyulan güvensizliğin bir sonucudur.