Bu duruma en fazla yol açan ve bu kötü gidişatı en fazla destekleyen düşünce tarzı, ne yazık ki kadınların haklarını en çok savunduğunu iddia eden feminizm'dir. Bu anlayış, erkeğin sahip olduğu her şeye kadınların da sahip olabileceği ya da olması gerektiği düşüncesine dayanır. Oysa bu, hastalıklı bir düşünce yapısıyla varılabilecek bir yanılgıdır. Kadın ve erkeğin fiziksel ve biyolojik yapısı buna müsaade etmez.
Bir varlıkta bulunan bir özelliğin başka bir varlıkta olmaması, bu iki varlığın arasında üstünlük farkının olduğunu göstermez. Örneğin, sineklerin kanadı var ve uçabilirler. ancak bu özellikleri, sineklerin insanlardan daha üstün olduğunu göstermez. işte feminizmin yanlışa düştüğü nokta da tam burasıdır. Erkeklerin sahip olduğu fiziksel güce kadınların da sahip olması gerektiğini düşünmek, kadınların erkeklerden daha aşağılık varlıklar olduğunu kabul etmek anlamına gelir. Oysa kadınlar da duygusal anlamda erkeklerden çok daha güçlüdür. Bu gerçeğin gözardı edilmesi nedeniyle kadınların erkekler gibi kaba ve sert davranarak zerafetini, onlar kadar güçlü olmak için ağır sporlar altına girerek güzelliğini, bu arada öz duygu dünyalarını ihmal edip körelterek duygularını kaybetmelerine neden olmaktadır.