mujdeci

entry92 galeri video5
    77.
  1. sanırım 2002 kışı idi..

    hanidir kulağımda çınlayan kendimce kıt kanaat inandığım devrimimin marşı ile "kızıl meydan" diyiverdiğimiz sikindirik bir ilçe terminalinin avlusunda ıslık çalarak gezindiğimiz yaşlar. abamız da obamız da yıkık dökük. yürek cehennem gibi. "kısa çöp uzun çöpten hakkını alır elbette"

    inanmışız benim paşam. dünyayı değiştirebileceğimiz fikri mermer bir sütun gibi kubbemizi ayakta kılardı. ille de sevdiğimiz kız olurdu başka semtlerde, kılığımızdan utanıp giremediğimiz. geceleri tavaf edebilirdik, bir fasıla, sevdiğimiz kızın evini. yaş 17, istemeden olmuş; yürek, adriyatikten çin seddine dek.. büyümek istiyoruz deliler gibi, dünyanın değişmeyeceğini bilmeyerek..

    ucuzluk, ki bu o zamanın en çıkma mallarının toplandığı tarım işçilerine, kendi hısm-akrabasına ve çok çocuklu işçi-memur ailelerine satış yapabilen bir çeşit dükkandır; evet ucuzluktan alınmış ayakkabılarımız aralık ayı gelmeden patlardı. kar-kışın ortasında yalın ayakla karda yürümek zorunda da kalabilirdik. bazı günler yerdeki balçıkların buz tutmuş olmasını dileyerek çıkardım evden. böylece çoraplarım ıslanmayacaktı. okuyordum.

    bi gün teneffüse hiç çıkmadım. tabanı çatlak ayakkabımın varlığı bütün kimyamı bozabilecek kadar üzdü mü, yoksa gururun ender rastladığı gençlerden biri miydim bilmiyorum. merdiven inip çıkarken tabanlarım görülecek diye sabah girdiğim okuldan, akşamüstü kargaşasının telaşına vardırarak çıkabildim. günler boyunca bu taktikle teneffüslerde geometri çalıştım, kitap okudum, şiirler yazdım.

    fakir bir ailenin en büyük oğlu olarak mitolojik tanrılar gibi babamla bölüştüm bütün erdemini. insanın ne ile yaşadığını öğrendim.

    sessiz devrimimi duymadınız siz..
    0 ...