türkiye suriye savaşı

entry93 galeri
    27.
  1. türkiye ile suriye arasında vuku bulması için dünyanın egemen güçleri olan siyonist-haçlı ittifakının var güçlerini ortaya koyduğu savaştır.

    Türkiye bu savaşın içine çekilmek istenirken bütün tahriklere rağmen suriye'ye girmeme konusunda ısrarını sürdürmektedir. Keza Türkiye bu savaşa girmek istese çoktan savaş ilan etme hakkına uluslararası hukuka göre sahipti; çünkü suriye tarafından türk uçağının düşürülmesi, sınırın suriye tarafından türkiye'ye ateş açılması, akçakale ve çevresine suriye tarafından toplar atılması uluslararası hukuka göre zaten birer casus belli (savaş sebebi)'dir.

    Yalnız dikkat edilmesi gereken husus şudur; ABD sürekli suriye'deki isyancılara yardım ederken bir taraftan da yardımın dozajını isyancıların savaşı kazanacak seviyeye gelmemesi üst sınırında tutmaktadır. bu Suriye'de vuku bulan hadisenin devamlılığını sağlama çabası olarak görülebilir.

    Peki neden bu hadisenin devamı sağlanmak isteniyor?

    Bir çok insan mevzunun ciddiyetinin farkına varmasa da ortadoğu I. Dünya Savaşı'ndan sonra ikinci bir kırılma anına, "Arap Baharı" denilen hadise ile girmiş bulunuyor. 100 yıldır batı hegemonyasında halkı yöneten ve zulmeden rejimler yıkılırken, batı'nın egemen güçleri ortadoğu'da yeni bir dizayn çabası peşinde koşmaktadırlar. Diğer taraftan Türkiye de bu gayeler çerçevesinde egemen güçler tarafından meşrutiyet şartlarına itilmiş vaziyettedir. Memleket içerisinde yaşanan hiç bir hadise kolay bir şekilde kontrol altına alınamamakta, vakalar birbirini kovalarken devlet sadece mevzisinde yerini almış bekleme vaziyetindedir.

    Bu yeni kırılma evresinde tıpkı I. dünya savaşı sonrasında olduğu gibi ortadoğu'da haritalar yeniden şekillenmekte, rejimler yeniden dizayn edilmeye çalışılmaktadır; fakat burada siyonist-haçlı ittifakının gözden kaçırdığı nokta, sürecin ilahi bir şekilde hak mecraına kıvrıldığıdır. 100 yıldır kendi topraklarında esaret altında ve mahzun yaşayan ortadoğu halklarının zincirlerini kırdığı bu yeni dönemde, satranç tahtasındaki hamleler baş döndürücü hal almışken bile hadiselerin hızına yetişememektedir. Dolayısıyla hadiseleri kontrol altında tutmak adına yapılan hamleler, hamleyi yapana öldürücü bir darbe vurabilir.

    Burada tehlikeli durum ise egemen güçlerin manipülasyonlarında başarı sağlayarak yaşanan hadiselerin suyunu kendi oluklarına akıtmayı başarabilme ihtimalleridir.

    Öte yandan yaşanan hadiselerin oluşturduğu kaos ortamının son bulması ve yeni bir nizam tesis edilebilmesinin yolunun ise bir savaş olduğu kesindir. Bu savaşa giden sürecin, I. dünya savaşına giden süreç gibi uzun sürmeyeceği de kesindir; zira zaman daha hızlı akmaya başlamıştır. Çok yakın bir tarihte büyük bir dünya savaşına şahit olmamız kaçınılmazdır. Tümevarım yöntemi ile iktisadî, siyasî, içtimaî meseleleri tek tek ele aldığımız da hepsinin yakın bir tarihte vuku bulacak bir III. Dünya savaşı'nı işaret ettiğini görmekteyiz.

    Not: bu yazıda ise sadece suriye meselesi ve yine sadece bir bölümü ile ele alınmıştır.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük