1 85 lira olan yemeği protesto eden öğrenci

entry65 galeri
    55.
  1. sektöre zamanında emek vermiş biri olarak şu parantezi de açalım;

    çıkarılan yemeğin maliyet değişkenleri muhtelif...

    kaç kişiye çıkarılıyor? öğrenci, öğretim görevlisi, hizmetli olmak üzere kaç kişiye yemek çıktığı önemli.

    kaç ayrı nitelikte çıkıyor? öğretim üyesiyle öğrenciye elbette aynı yemek çıkmıyor. öğrenci ve hizmetliye tabldot, öğretim görevlisi ve idari kadroya alakart menü çalışılıyorsa maliyet bundan oldukça etkilenir. alakart menü tabldot'un 5-6 misline çıkar çünkü...

    yemeği çıkaran firma... eğer bilmem ne bey'in yiğeni tipinde firmaysa maliyetler şişer. profesyonel alım ve maliyet hesabı yapmadan 40-50 kişilik aşçı-komi-yamak-şoför kadrosu tipinde çalışan bir ekipse "sıçtı cafer bez getir". profesyonel çalışan firmaların 2-3 katına çıkar maliyetler.

    lojistik... yemekler kampüs içinde hazırlanıyorsa maliyet bundan olumlu olarak azımsanmayacak şekilde etkilenir...

    şartların optimize olduğunu düşünürsek ve günlük (ben 200 gün yemek çıktığını yuvarlıyorum kafadan) 5000+ kişiye yemek çıkıyorsa o yemek maliyeti 2 liranın altında tutulur. hele firma başka kurumlara da yemek veriyorsa birim maliyet rahat rahat 2 liranın altına düşer.

    oha? nası yani? diye şapşıracak market bağımlılarına spot piyasada 5 kilosu 80 kuruşa salça, 25 kilosu 5 liraya kurutulmuş mercimek çorbası, kilosu 45 kuruşa pirinç bulunabileceğini söyleyelim. gene peşin alım (ki 45 gün vade demek o da) yaparsanız 25 -75 kuruş arası orta randımanlı bakliyat bulmak mümkün...

    kilosu 6 liradan tabldotluk et, 1 liradan da tavuk bulursunuz. hepsi de sağlıklıdır (lezzetlidir demiyorum ya da besleyici)

    yani okul da destek atarsa o yemekler çok rahat 1 liraya satılır kimse de batmaz...

    burda gaydırıguppakla ihaleyi alan firma ve ihaleyi veren memurlar arasında bir "aşırı" samimiyet seziyorum ben.

    öğrenci protestosunda haklıdır....

    amaaaaaaaaaaaa

    şimdi iğneyi kendimize batırma zamanı...

    büyük market zincirlerine gidip hem üreticiyi hem tüketiciyi sikerek hayatta kalan bu kan emicilerden peyniri güle oynaya 15 liraya alırken çıkmayan sesinizi de bi zahmet çıkarın...

    satıcının parasını 6 ayda ödeyen, yetmeyip raf kirası isteyen (marka tanınırlığına göre promosyon ürün + ücret) promosyon olarak verilen (bedava) ürün satılmazsa gerisini gene satıcıdan alan ve buna rağmen 1 kilo peyniri ortalama bir esnaftan daha pahalı satan zincirlere de sesiniz çıkmıyorsa tosunsunuz demektir.

    maliyeti 40 kuruş olan kahveye 5-9 lira, maliyeti 20 lira olan pantolona 250 - 300 lira veriyorsanız sopalık eşeksiniz...

    benzine, tüpe, ilaca yiyeceğe vergi koyan hükümete susuyorsanız koyunsunuz demektir...

    sokağa çıkıp eylem koymayı geçtim...

    marka düşkünlüğünden ve sizi siken holdinglere bağımlı olmaktan kurtulun bu yemek eyleminden sonra ki samimiyetiniz tartışma konusu olmasın...

    sigara da içersin, içki de buna kimsenin edecek lafı olamaz... edenin de amına koyayım...

    ama bile bile kendini düdükletmeye devam edip sonra 1-2 kuruş üzerinden ve "açıkçası" oturduğun yerden aktivistçilik oynarsan da "palyaço" durumuna düşersin.

    not: lan gerizekalılar bunun nesini eksilediniz? harbiden bi mesaj atın çok merak ediyorum?
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük