i love you mondi... belkide onunla dolu bütün hikayelerde, anılarda hep en son bu cümle yer alır.
kaleciliğinden başlamak adettendir. türkiye'de oynadığı süre zarfı içinde en başarılı kaleci oydu. avrupa'da, türkiye'de... arada bir bir kalecinin yememesi gereken golleri yedi ama herzaman güven verdi. o golleri yemediği son aşağı yukarı iki senede de inanılmazdı.
insanlığı... işte bütün olay burada bitiyor zaten... galatasaray'ımızın * binbir zorlukla 'elle kolla değil bilekle, pulla parayla değil yürekle' şampiyon olduğu geçen sezon üstlendiği 'abi' rolü muhteşemdi. zaten yabancıların kaptanıydı da. üstlendiği maddi-manevi rol ise unutulmayacaktı.
olimpiyat stadında yaşadığı talihsiz olaydan sonra 'akşam evde üzüntüden uyuyamadım...' demesi... 'masum'ların stadı kadıköy'de ses bombasının ardından bir kelime etmeyip, oyuna devam edişi... her golden sonra çılgınlar gibi sevinmesi... ağlaması... oğlunun doğumu formanın altına giydiği t-shirt ile kutlaması... ve daha her şeyi...
unutulmayacak olan bir efsanedir mondi...
not: her sezon bitiminde ben şuraya gidiyorum ona göre bana zam yapım demesi ise unutulacak mı unutulmayacak mı... size kalmış...