1) dil, bir devlettin milli unsurlarından ve değerlerinden biridir. bu sebeple ülkeye has olan bir dilin olması gerekliliği.
"dil ile alfabe farkli seylerdir ,
2) arap alfabesinin, gramerinin ve telaffuzunun türkçeye uygun olmaması.
"1000 yildan fazla bir sure arapca ile yazilmis onca edebi eseri ne yapacaginiz , latin alfabesinden once turklerde yazili eser verilmiyordu
3) dünya ülkelerinin bir çoğunda latin alfabesinin kullanılması.
"nufus olarak oranlarsak dunyanin cogunlugu degisik alfabeler kullanir"
4) leri görüşlü bir liderin, arapça ya da eski türkçe nin kullanılması halinde, teknoloji ve medeniyet olarak türkiye'den daha ileri olan avrupa ülkeleri ve diğer ülkelerdeki gelişmelerin takip ve tatbikinin zor olacağını bilmesi.
rusya ,cin,japonya bunlarin hepsi altin alfabesi kullanmayan ama gelismis ulkeler , ayrica yuzyillar once yazilmis bir rusca metni bugun dahi zorluk cekmeden okuyabilirsiniz.
ayrica takip derken avrupa bilimsel dili turkcemidir ki latin alfabesi ile takibi kolaylassin.
alfabe reformu sekilci baticiligin bir urunudur, dogudan ayrisma bati kulturune seklen dahi olsa butunlesme cabalarindan biridir , ayni kilik kiyafet reformu gibi,
haa iyi mi olmusdur derseniz evet , iyi olmusdur , fakat bunu savunurken eski alfabeyi tu kaka etmeye luzum yokdur.