kimsenin isimleri, nereli oldukları, ne iş yaptıkları hakkında bilgisi olmayan gençler. şu an zaten unutulup gitmişlerdir aileleri dışındaki insanlar tarafından.
darbe/ihtilal, o yıllarda yaşanan sağ-sol kavgasını dindirmiş olsa da bir çok ailenin ocağına ateşin en büyüğünü düşürdü. insanların bildikleri deniz gezmiş, yusuf aslan ve hüseyin inan'dan ibaret olsa da bunlar dışında gencecik yüzlerce, binlerce gencin nasıl ortadan kaldırıldığına dair cevaplar yıllar sonra ortaya bir bir çıktı. işkencelerden kurtulanlar bol bol anlatıyor zaten şu zamanda, hazır düşünce özgürlüğü varken. nasıl işkencelere maruz kalındığını, arkadaşlarının nasıl öldürüldüğünü... topu topu 30 yıl geçti üstünden ve terörizmin en üstünde bulunan adama paşa gibi bakılıyor. ne değişti bu ülkede? ne oldu yani? o zaman idam edilen gençler, o adadaki haysiyetsizden daha mı ağır suçluydu? anlamak gerçekten zor çoğu şeyi. 10 yaşındaydım anlamazdım, 25 yaşındayım anlamıyorum büyük ihtimal 50-60 yaşına geldiğimde yine anlamayacağım insanların niye bu kadar aşağılık olduğunu, nasıl, niye bu kadar çıkar uğruna insanları heba edebildiklerini.
o yıllarda sağ-sol kavgasına hiç bulaşmamış, bu tür şeylerden uzak kalmış bir yığın insanda heba oldu eminim. sanırım "kurunun yanında yaş da yanar" sözü o zamanlara ait.
he bu yazıyı okuyan olur mu orasını da bilmem, okuyan olursa da ne kadar ciddiye alır onu da bilmem ama demek istedim bunları. gerçekten insanın canını sıkan hadiseler yaşadı bu ülke ve hala yaşamaya devam ediyor. nereye kadar dayanılır bu gidişata orasıda meçhul.
imkan olsa da "insan canı bu kadar mı değersiz?" diye sorabilsem birilerine. gerçi bu kadar ahtapot misali her yere hakimiyet kurmuşken eminim bu soruyu soramadan, anladıkları an soracağımı kılıfına uydurup türkiye için en büyük düşman da ilan edilirdim. neyse ki hayatın süresi sayılı da hesap sorulacak günlerde yakın. neyse ki.