bir şeyi, neden? ve ne için? yaptığını bilmeden yaşayamayacağını söyleyen yazardır.
Hayattaki başarılarının unutulacağını kendisinin ise hayatta olmayacağını düşünmüştür. "O halde bu çaba niye?" sorusunu düşünmüş ve bu düşünce onu 50 yaşında intiharın eşiğine getirmiştir. Hayatının gerekliliğini hissettiği zaman, hayatın anlamını araştırmaya başlamış, bilimin bu soruya verebileceği bütün cevapları öğrenmiştir. Bilimin hayatın bu sorusuna verebileceği başka bir cevabı olmayışına ise çok şaşırmıştır. Kendisine sorduğu soru şudur;"Bugün yaptığım, yarın yapacağım şeyin sonucu ne olacak, bütün hayatımın sonu ne olacak?" Bu sorusuna bilimde cevap bulamamış ve hayatta aramaya karar vermiştir. Çevresindeki insanları gözlemlemeye koyulmuş ve kendisini çaresizliğe sürükleyen bu soruya nasıl bir tavır takındıklarını incelemeye başlamıştır. Bakmış ki çevresindeki insanlar bundan kurtuluş yolu olarak dört çıkış yolu bulmuştur;
- Birinci çıkış yolu: Bilgisizlik yoluydu. Hayatın saçmalık ve bir bela olduğunu kavramamaktı.
- ikinci çıkış yolu: insan hayatın umutsuzluğunu bilse de, onu yaşamaya devam etmeli ve tüm nimetlerinden yararlanmalıdır.
- Üçüncü çıkış yolu: insan hayatının bir saçmalık ve bir bela olduğunu anlayınca onu yok etmelidir.
- Dördüncü çıkış yolu: insan hayatın dert ve saçmalık olduğunu bilir fakat onu sürdürmeye devam eder. Bu grubun insanları ölümün hayattan iyi olduğunu bilirler ama bu yanılgıya bir son verme cesareti gösteremezler.
yazar kendisini dördüncü grup insanları arasında görmüşütür. Düşündükçe bir yanılgı içerisinde olduğunu farketmiştir. Hayatın anlamını kavramak için kendisini akıldan kurtarmayı denemiştir. Sonuç ise şudur; Bütün insanlığın akıl dışı başka bir bilgisi vardı, yani yaşama imkanı veren inanç. Ne kadar istemese de bunu kabul etmek zorunda kalmıştır. Çünkü hayatın sorularına cevap vermektedir. Kendisine bir şeyin yaşama emri vermesini düşünmek onu mutlu etmiştir. fakat akla gelen her türlü itiraftan uzak durduğu halde hristiyanlığa inanan insanların inancını kabul edememiştir. isa'nın "kötülüğe kötülükle cevap verilmez" öğretisinin tüm hristiyan devletler tarafından gözardı edilmesi bunda büyük rol oynamıştır. vardığı son nokta "hristiyanlıkta herşey hakikat değidir" olmuştur. ama artık şüphelenmeyi bırakmış ve hayatta kendisini iten her şeyin karşısında dipdiri bir şekilde durduğunu farketmiştir.
bir bahar günü tren istasyonunda hayata veda etmiştir. dini inancı konusunda spekülasyonlar vardır. müslüman olduğu söylentileri bunlardan biridir. tam olarak neye inanarak öldüğü bilnmemektedir.