kanuni devri'nde sarayın bahçesinde bulunan bir armut ağacını karınca sarmış ağacın nerdeyse kurumasına neden olmuştu. bunun üzerine padişah karıncaların öldürülüp,ağacın kurtarılması için şeyhülislamdan fetva istedi. bunu bir beyitle belirtti:
dırâhta ger ziyan virse karınca
zarar var mı karıncayı kırınca
(eğer karıncalar bir ağaca zarar vermişse öldürülmeleri caiz midir?)
ebussuud efendi de fetvayı bir beyit şeklinde vermiştir:
yarın hakk'ın divanına varınca
süleyman'dan hakkın alır karınca.
sırf kurumlar arasında olması gereken nezakete misal olması açısından bile güzel bir anektod.